18 Ağustos 2024 Pazar

Demans

Sabahları çok erken kalkıyorum. Yapacak çok şeyim var biliyorum. Hep aynı şeyleri aynı sıra ile aynı saatte yapacağım. Makine gibiyim. Duygu yok. Sorumluluklar listesi beni bekliyor. Uyandığımda panik, korku ve endişe var.

Sıcak tadlandırılmış suyunu hazırlıyorum. Porridge yiyecek, sabahları onu pişiriyorum. Odasına giriyorum. Uyumamış veya torbasını çektiyse yine? Kapısında kalbim çarpıyor, daha kötüsü, ya ona bir sey olduysa veya öldüyse. Kapıyı açıyorum, uyumamış ama olsun, oh diyorum, bu sabah da hayatta. Kolostomi torbasını ve sondasını boşaltıyorum. Yukarıya çekiyorum bedenini, aşağıya kaymış yine. Güler yüzümle "günaydın" diyorum. Benim kim olduğumu bilmiyor, gözlerinden anlıyorum. Biraz konuşuyoruz. "Babacığım" dediğimde rahatlıyor içi. Kızı olduğumu anlıyor. Kahvaltısını veriyorum. Bol su içmeli. İlaçlarını da aldı mı,  biraz nefes almaya vaktim oluyor. En sevdiğim zaman dilimi. Haftada bir kaç sefer üstünü değiştirip temizliyorum bedenini, yatağa bağımlı bir hayatı var artık. Torbasını çektiyse bütün yatak değişmeli, zor bir iş bu. Tek başına onu döndürüp, altından çarşaf, yatak koruyucu çekmek, üstünü değiştirmek çok zor. Haftada bir kaç sefer de kolostomi torbasını değiştiriyorum. Kalın bağırsaklarını aldılar. Yarım seneden fazladır beceremedim bu işi, ama sanırım artık oluyor. Proteinlerini, supplement besinlerini, bolca suyu, vermeliyim gün boyunca, hepsinin vakti var. Unutma unutma diyorum kendime. Onu hoş tutmak, sohbet etmek, bir başka iş. Sabırla aynı soruları cevaplıyorum. Televizyonunu seviyor, buna seviniyorum. Eski Yeşilçam filmlerini, en çok Türkan Şoray'ı seviyor. Kaç defa seyrettik aynı filmi, ama her gün yeniden ilk defa seyrediyor gibi seyrediyor. Bazen hüzünleniyor, ama bulamıyor niye üzgün oldugunu. Annemi hatırlamış olabilir mi? Duvara eski resimleri koydum, ona gözü kayıyor, evet annemi hatırladı. Bazen annem zannediyor beni, bazen Türkan Şoray.

Ben babamı aslında bir kaç yıl önce kaybettim. Simdi onun bedeninde bambaşka biri var. Ona alışıyorum. Olsun, bedeni sıcak, hala benimle. Demans ne zor bir şey. Belki onun için zor değil, farkında olduğunu sanmıyorum. Ama her geçen gün eriyen babamı görmek benim için en acı şeylerden. 

23 Ocak 2024 Salı

narsicisst

Narsisist insanı tanıyorum. Karşımdakinin bir narsisit olduğunu anında görebiliyorum. Belli davranış kalıpları var, kurduğu belli cümleleri var. O yüzden anlamak zor değil. Daha genç olsaydım, hayat tecrübem bu kadar olmasaydı, anlayamazdım belki de, bilemiyorum. Ama durum öyle değil. Şıp diye anlıyorum. 

Karşınızdakinin bir narsisist olduğunu anladığınızda yapacağınız tek şey var: hemen oradan koşarak uzaklaşmak. Narsisist insan için yapabileceğiniz bir şey yok, tedavisi değilsiniz, cevabı değilsiniz, onu değiştiremezsiniz. Kalırsanız, kendinizden kaybedeceğiniz çok şey var. Kendinizi kaybedeceksiniz, kim olduğunuzu unutacaksınız, kendinize olan güveniniz yerle bir olacak, kendinizden aklınızdan kuşku duyacaksınız, ve ne kadar onun yanında kalırsanız o kadar uzaklaşmak mümkün olamayacak. Hemen kaçmak, bütün iletişimi kesmek tek yol.

Bunları biliyorum. Ama narsisist ailemde. Kaçmak, kurtulmak, iletişimi kesmek imkansız.

Bir gün yapacağım. Ama şimdi değil..... 

3 Ocak 2024 Çarşamba

Her şeyi değiştiren dört şey

Her şeyi değiştiren dört şey var hayatımda.
Güneş, duş, koşmak ve müzik.
Düşünsene sabah güneş var, açmış gülmüş yüzünü sana. Koşmaya çıkıyorsun, koşarken müzik dinliyorsun ve sonra eve gelip duşunu alıyorsun. Aynı gün içinde hepsi birbirini takip ederse bu harika olur, ama birbirinden ayrı da olsalar olur. Kötü hissettiğimde aldığım duş sonrası o kadar da kötü gelmiyor aynı şey. Veya kötü uyanılmış bir sabahda, güneş doğmuşsa, değişiyor içimdeki koyuluk. Koştuğumda kafamdaki her şey yerine oturuyor mesela. Ya müzik, o işte en güzeli. Bir anda değişiyor dünyam. Epeydir müzik dinlemediğimi farkettim geçen gün. Ve sonra bir melodi ile değişti dünyam. Var mı müzikten başka boylesine mükemmel bir büyücü?

İyiyim. Sevdiğim başka bir şeyi yapmaya gidiyorum birazdan. Saçlarımı kestireceğim... 

2 Ocak 2024 Salı

Ama sonra bir koku, bir cümle, bir manzara, bir insan, bir bakış, bir melodi...

Hiç bozulmayan bir saat gibi, bir makine gibi devam ediyorsun... Ama sonra bir koku, bir cümle, bir manzara, bir insan, bir bakış, bir melodi... Her şeyin yeri değişiyor. 

Soaked in glitter, never been so better

Uzun zamandır yazmıyordum. Sanırım beni heyecanlandıran bir şey olmadığı için. 

Derken bir şarkı duydum. Sanki uyanmak için bu anı bekliyormuşum. 

Milyonuncu kez dinliyorum sanırım, bu cümleleri yazarken bile. 


Evet, uyandım. So I say a big hello! 



"Soaked in glitter, never been so better
Danced away my feathersLook at me in my leather (undressed)"