Hayatımızda aldığımız kararların sonuçlarına katlanabilmeliyiz. Keşke öyle değil, şöyle yapsaydım demek yersiz. Yine olsa yine öyle yapardın.
Bir kitap vardı Diceman diye. Bir de bir adam. Bana aynısını söylemişti. "Hayatımda aldığım kararları zar atarak alıyorum. Çünkü hiç bir şey farketmez. Böyle yapsan da olur öyle yapsan da. İllaki en iyi kararı vermek zorunda değiliz."
Aldığımız karardan pişmanlık duymak bence kendimize yapacağımız en kötü şey. Aldın o kararı, ve artık lütfen önüne bak. Şimdi ne yapacaksın, bunu düşün. Kendinin en iyi versiyonuna nasıl ulaşacaksın, asıl konu bu.
Amerika'da yaşadım, Ingiltere'de yaşadım, Avustralya'da yaşadım. Türkiye'de kalsaydım ne olurdu, bu ülkelerin birinde kalsaydım ne olurdu, dönmeseydim ne olurdu. Bütün bu geçmişte kalmış ihtimalleri düşünmek vakit kaybı. Önüne bak. Şimdi yapabileceğin en iyi şey ne - cevap bu.
"Geçmişe takılıp keşke şöyle yapsaydım, bunu seçseydim, keşke hiç şunu yapmasaydım, ah eskiden hayat şöyleydi" diyen insana sinir oluyorum. Böyle insan ne bugünü yaşar ne de gelecekte bir şey yapabilir. Bence uzak durmalı.
Bir de; geçmişi hep glorify ediyoruz, yani geçmişin hep iyi yanını görüyoruz, pembe gözlüklerle bakıyoruz, sanki en iyi zamanı geçmişte yaşamışız gibi. Halbuki öyle değil. Yapacağımız en iyi şey ise, o zaman diliminin kötüsünü de hatırlayıp acıma ve suçluluktan mantığa geçmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder