Koşarken öğrendiğim bir sürü şey var. Hayatın kendisi koşmak. Belki o yüzden seviyorum.
Koşmaya başlamadan önce beynin sana bunu istemediğini söylüyor. Koşmaman için bir sürü bahane buluyor. Sonra diyor, yarın diyor. Oysa yapman gereken sadece başlamak.
Koşmaya başladıktan sonra beynin yine sana bırakman için bir sürü teklif ile geliyor. Biraz yürüsen olur diyor, bu kadar koşmana gerek yok diyor, hadi dur bu kadar yeter diyor. Yapman gereken devam etmen. Ne olursa olsun o sesi kırman gerek.
Önündeki yolun tümüne bakarsan yapman gereken büyük, zor ve aşılması imkansız. Kafam bana 10K koşmanın imkansız olduğunu söylediğinde yaptığım şey onu gruplara ayırmak. "Hadi şu çöp tenekesine kadar koş, şu tepeyi aş, ilk 3K'yi bitir, hadi köşeye kadar" dersem oluyor.
Koşmaya başlığımda küçük hedeften başlıyorum. Ve zaman içinde sadece tek şeyle oynayıp onu geliştiriyorum. Bugün 3K koştum gelecek hafta 3.5K. Veya 3K'yi 21 dakikada koştum haftaya 18 dakikaya indireceğim. Hepsini aynı anda yapamam. Bunu kabul ediyorum.
Koşarken hayata uygulayabileceğimiz çok şey var. Koşmak hayat. Koşarken yaptığımız şeyleri hayata uygulasak olacak bu iş gibime geliyor.
Ne olursa olsun başla. Erteleme. Yapabilirsin. Küçük küçük başla. Ama başla. Sonra büyüyecek. Sana yapamazsın diyenleri dinleme, yapabilirsin. Asla durma. Büyük işi parçalara ayır. Her birini bitirdiğinde kendini iyi hissedip devam edeceksin. Her bir başarını kutla.
Bu arada aklıma gelmişken. Tek koş, kendinle yarış, başkaları ile kıyaslama yapmamak için ve başkaları ile yarış içinde olmamak için ben grup halinde koşmam mesela, hep tek koştum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder