23 Ocak 2024 Salı

narsicisst

Narsisist insanı tanıyorum. Karşımdakinin bir narsisit olduğunu anında görebiliyorum. Belli davranış kalıpları var, kurduğu belli cümleleri var. O yüzden anlamak zor değil. Daha genç olsaydım, hayat tecrübem bu kadar olmasaydı, anlayamazdım belki de, bilemiyorum. Ama durum öyle değil. Şıp diye anlıyorum. 

Karşınızdakinin bir narsisist olduğunu anladığınızda yapacağınız tek şey var: hemen oradan koşarak uzaklaşmak. Narsisist insan için yapabileceğiniz bir şey yok, tedavisi değilsiniz, cevabı değilsiniz, onu değiştiremezsiniz. Kalırsanız, kendinizden kaybedeceğiniz çok şey var. Kendinizi kaybedeceksiniz, kim olduğunuzu unutacaksınız, kendinize olan güveniniz yerle bir olacak, kendinizden aklınızdan kuşku duyacaksınız, ve ne kadar onun yanında kalırsanız o kadar uzaklaşmak mümkün olamayacak. Hemen kaçmak, bütün iletişimi kesmek tek yol.

Bunları biliyorum. Ama narsisist ailemde. Kaçmak, kurtulmak, iletişimi kesmek imkansız.

Bir gün yapacağım. Ama şimdi değil..... 

3 Ocak 2024 Çarşamba

Her şeyi değiştiren dört şey

Her şeyi değiştiren dört şey var hayatımda.
Güneş, duş, koşmak ve müzik.
Düşünsene sabah güneş var, açmış gülmüş yüzünü sana. Koşmaya çıkıyorsun, koşarken müzik dinliyorsun ve sonra eve gelip duşunu alıyorsun. Aynı gün içinde hepsi birbirini takip ederse bu harika olur, ama birbirinden ayrı da olsalar olur. Kötü hissettiğimde aldığım duş sonrası o kadar da kötü gelmiyor aynı şey. Veya kötü uyanılmış bir sabahda, güneş doğmuşsa, değişiyor içimdeki koyuluk. Koştuğumda kafamdaki her şey yerine oturuyor mesela. Ya müzik, o işte en güzeli. Bir anda değişiyor dünyam. Epeydir müzik dinlemediğimi farkettim geçen gün. Ve sonra bir melodi ile değişti dünyam. Var mı müzikten başka boylesine mükemmel bir büyücü?

İyiyim. Sevdiğim başka bir şeyi yapmaya gidiyorum birazdan. Saçlarımı kestireceğim... 

2 Ocak 2024 Salı

Ama sonra bir koku, bir cümle, bir manzara, bir insan, bir bakış, bir melodi...

Hiç bozulmayan bir saat gibi, bir makine gibi devam ediyorsun... Ama sonra bir koku, bir cümle, bir manzara, bir insan, bir bakış, bir melodi... Her şeyin yeri değişiyor. 

Soaked in glitter, never been so better

Uzun zamandır yazmıyordum. Sanırım beni heyecanlandıran bir şey olmadığı için. 

Derken bir şarkı duydum. Sanki uyanmak için bu anı bekliyormuşum. 

Milyonuncu kez dinliyorum sanırım, bu cümleleri yazarken bile. 


Evet, uyandım. So I say a big hello! 



"Soaked in glitter, never been so better
Danced away my feathersLook at me in my leather (undressed)" 




5 Nisan 2021 Pazartesi

Benevolent sexism

Sexism ile baş edebiliriz, cümleler açıktır nettir, negatif bir ayrım yapar cinsiyetler arasında. Ama benevelont sexism ile baş etmek zor. Çünkü görünürde söz konusu  cinsiyet için güzel (!) bir şey söyleniyordur, içindeki sexism pek anlaşılmaz, ama altında cinsiyetçi roller tanımlanmıştır ve bir ayrım vardır. 

Örnekleyelim konu açılsın:

İş mülakatınızda "bu projeye bir kadın eli değsin istiyoruz" gibi bir cümle kurulmuş ise mesela. Hoş geliyor kulağa değil mi, ama öyle değil. Çünkü bu işte başarılı olup olmayacağınız, geçmiş iş tecrübeniz, aldığınız eğitim sorgulanmıyor.  Sadece kadın olduğunuz için bu işi yapabileceğinizi düşünüyorlar. Sadece kadın olduğunuz için, altını çiziyorum, başka bir nedeni yok. 

Başka bir örnek. Çokça karşılaştığım ve  karşı çıktığım, eleştirdiğim bir örnek:
"Kadını eğitmeliyiz çünkü çocukları anne yetiştirir. Düzgün bir nesil eğitimli anneden geçer".  Kadını eğitmeliyiz, kız çocukları okula gitmeli, güzel geliyor kulağa değil mi, ama alt tonu hiç de güzel değil. Kadınları okula düzgün çocuklar yetiştirsinler diye gönderiyoruz, eşit eğitim hakkını bu yüzden savunuyoruz, çocuk yetiştirmek sadece annenin, kadının görevidir diyoruz, kadını anne olmak ve çocuk bakmak ile sınırlıyoruz. Oysa kadının eşit eğitim hakkını savunurken bunun insan haklarından biri olduğunu savunmalıyız, iyi bir eğitim öğretim ile kendi ayakları üzerinde güçlü durabilmesini ve eğitim ve öğretim yoluyla sosyal, ekonomik ve politik hayata eşit olarak iştirak edebilmesini savunmalıyız. Çocukları iyi yetiştirmek için değil.

Başka örnekler var elbet. Mesela: 
"Kadınlar daha şefkatli, daha sabırlı ve daha sevgi dolu; o yüzden öğretmenliği, hemşireliği en iyi kadınlar yapar"
"Kadınlara otobüste yer vermeliyiz"
"Kadınlar evlerine daha iyi bakar, daha temizdir, daha düzenlidirler."
"Kadınlar narindir, kadınlar çiçektir."
"Kadın vücudu daha estetik, daha güzel."