Sosyal medyada vegan olmak konusu üstüne bir flood yazdım ve evet yine saldıranlar; hakaret, küfür edenler; kuzu çevirme, kızartılmış balık görüntüsü gönderenler ve absurd argumanlarla gelenler oldu. Cevap vermek durumundayim.
Vegan insan aslında bütün hayvanlara siddeti, zulmü yanlış gördüğü ve buna akıl ve vicdanla karar verdiği için bu saçma sapan argumanlara cevap vermemesi gerekiyor. Çünkü cevap verildiğinde aslında vegan olmayı yanlış bir konuma ve oldukça saçma bir konuma getiriyor. Ancak yanlış bilinen şeyleri açığa kavuşturmak için bunlara cevap vermek istiyorum bir yandan da.
Başlayalım:
Bir kesim insan diyor ki "Bitkiler de acı çekiyor, onları da yeme o zaman".
Bir kere şunu açığa kavuşturalım: Bitki, ışığa ve suya sadece "reaksiyon" verir. Bitki ışığın ve suyun oldugu yere yönelir, yüzünü güneşe çevirir. Ancak insanlarda ve hayvanlardaki gibi bitkilerde sinir sistemi yoktur. Sinir sistemi yoksa acı yoktur diyor bilim insanlari. Acıyı idrak edecek, acıyı hissedecek beyin ve sinir sistemi yoksa acı hissedilmez. Karşında korktuğunu ve acı çektiğini açıkça gösteren (hayvanın kesilme sırasındaki korkusu, çırpınışları, acısı, kesim öncesi ağlaması, stresi, kaçmaya çalışması, bebeğinden ayrılan ineğin bebeğinin peşinden koşması, bebeğinden ayrılan ineğin ağlaması vs vs) bir canlıya zulüm ediyorsun, onu öldürüyorsun ve bunda yanlış yok diyorsun ama kalkmış sinir sistemi olmayan ve acıyı hissetmeyen bitkileri yeme acı çekiyorlar mı diyorsun? Bir insanın bir hayvanın mutlu olduğunu veya acı çektiğini veya korktuğunu nasıl anlarız? Mutlu ise yanına gelir, sevdirir bir hayvan. Acı çektiğinde, korktuğunda kaçmak ister, saklanmak ister, ağlar, gözlerinde acıyı bile görürüz, bunu okuyabiliriz. Bitkide nasıl gözlemleriz peki? Kaldı ki önündeki iki seçenekten birisi hayvanın açıkça acı çektiğini gösteriyor, acı duymasına korkmasına ve bunu bilmene rağmen sen zulmünü devam ettiriyorsun.
Bir kesim insan diyor ki "Bitkiler de acı çekiyor, onları da yeme o zaman".
Bir kere şunu açığa kavuşturalım: Bitki, ışığa ve suya sadece "reaksiyon" verir. Bitki ışığın ve suyun oldugu yere yönelir, yüzünü güneşe çevirir. Ancak insanlarda ve hayvanlardaki gibi bitkilerde sinir sistemi yoktur. Sinir sistemi yoksa acı yoktur diyor bilim insanlari. Acıyı idrak edecek, acıyı hissedecek beyin ve sinir sistemi yoksa acı hissedilmez. Karşında korktuğunu ve acı çektiğini açıkça gösteren (hayvanın kesilme sırasındaki korkusu, çırpınışları, acısı, kesim öncesi ağlaması, stresi, kaçmaya çalışması, bebeğinden ayrılan ineğin bebeğinin peşinden koşması, bebeğinden ayrılan ineğin ağlaması vs vs) bir canlıya zulüm ediyorsun, onu öldürüyorsun ve bunda yanlış yok diyorsun ama kalkmış sinir sistemi olmayan ve acıyı hissetmeyen bitkileri yeme acı çekiyorlar mı diyorsun? Bir insanın bir hayvanın mutlu olduğunu veya acı çektiğini veya korktuğunu nasıl anlarız? Mutlu ise yanına gelir, sevdirir bir hayvan. Acı çektiğinde, korktuğunda kaçmak ister, saklanmak ister, ağlar, gözlerinde acıyı bile görürüz, bunu okuyabiliriz. Bitkide nasıl gözlemleriz peki? Kaldı ki önündeki iki seçenekten birisi hayvanın açıkça acı çektiğini gösteriyor, acı duymasına korkmasına ve bunu bilmene rağmen sen zulmünü devam ettiriyorsun.
"Artik gunumuzde daha insancil yollar (mesela elektirik verilerek) kullanilarak hayvan öldürülüyor, dolayısıyla acı çekmiyor hayvan" diye bir arguman var, işte bu oldukça saçma bir argüman.
Sonucta hayvan ölüyor mu, evet ölüyor. Ölüm sırasında bekliyor mu, evet bekliyor. Korkuyor mu, evet korkuyor. Acı çekiyor mu, evet çekiyor. Kaldı ki İslamın yaşatıldığı toplumlarda bu insancıl yollar kullanılmıyor ne yazik ki. Kan akacak deniliyor, halal etin tanımı bu değil mi? Duruma başka örnekle bakalim, analogy yapalım. Idam edilecek bir insan asılmıyor ama iğne yapılıyor, bu idam cezasını daha evcil hale getirir mi? Idam cezası almış insanın
durumunu değiştirir mi? Idam edilen insan daha mı az ölüyor iğne vurulunca? Idam cezasına, mahkum iğne yapilarak öldürüldü diye "aaa tamam ya, o zaman idam cezası kötü degil" mi diyeceğiz?
Bir başkası ve çokça söylenen "aslan da geyik yiyor biz de et yiyecegiz tabii". Aslan ile insani karşılaştırmak oldukça saçma. Niye mi? Bir, o aslan aciktiginda ava çıkıyor. Iki, sadece aciktığında avlanan aslan çiftlik kurup başka hayvanları sömürmüyor, yavruları annelerinden ayırıp sütünü başka aslanlara satmıyor, tavukları kafeslere koyup gagalarını kanatlarıni kesmiyor vesaire vesaire devam etmeme gerek yok sanırım. Üç, aslanın önünde insanın önündeki kadar seçenek yok. Seçim hakkı yok.
Öteki argüman "et yemek için yaratılmışız, dişlerimize baksana". Peki bakalım, insan anotomisine ve tarihe bakalim. Bir kere insan önce meyve sebze yiyerek başladı. Avlanmak et yemek sonra geldi. Anotomiye bakarsak da aslında kocaman bir yanlış yaptığımızı anlayacağız. Şöyle ki, et yiyen hayvanların pençeleri var mı, var, avlanması ve avını tutması ve parçalara ayırması için şart bu. Insanin var mı, yok. Et yiyen hayvanın ön, kesici dişleri aşırı gelişmiş ve büyük değil mi, evet öyle, eti ayırmak için bu şart. İnsanın kesici dişi var ama et yiyen hayvan ile kıyaslandığında komik derecede küçük, yani avından et koparacak güçte değil. Ayrıca insanda öğütücü dişler var, yenilen bitki arkada öğütülür. Et yiyen hayvanların bağırsakları kısa mı, evet kısa, hemen çürüyen eti bağırsaktan geçirmek için şart bu, vücut uzunluklarinin üç katı kadar bağırsak uzunlukları var. İnsanın bağırsak uzunlugu ise 12 katı kadar, yani uzun bağırsaklı. Et yiyen hayvan midesinde eti eritmek için asit salgılar mı, evet. İnsanın midesindeki asit oranı et yiyen bir hayvandan 20 kez daha az. Daha çok örnek var, ama burada kesiyorum. Ama kısaca neymiş, insan et yemek icin yaratılmamış. Süt intolerance konusuna girmeyeceğim bile, ancak kısaca bebeklere bir yaşına kadar ne inek sütü verilir ne de bal ve de küçük çocuklar et yemeği red eder diyerek burada bu anatomi ile kurulmuş argüman konusunu kapatacağım.
Bir baska arguman "vegan diyet sagliksiz, protein almiyorsun, B12 almiyorsun". Bir kere vegan insan yedigi her seyin besin degerini bilir, hatta senden daha iyi bilir. Bitki bazli protein almak mumkun. Sebze ve meyve yedigi icin zaten vitamin ve mineral sorunu cekmez genelde. Tek sorunu B12, ama bunu da karsiyalacak soya ve cereal'lar var, olmadi disaridan takviye alacak durumdayiz artik. Kaldi ki bunu her gun kebap yiyen birisin soylemesi abes. Kirmizi etin kanser ve kalp hastaliklarina sebep oldugunu okumamis olmaniz imkansiz, bazi bilim insanalri inek sutu ve meme kanseri ustune aciklamalar bile yapmakta. Bird flu (kus gribi), swine flu (domuz gribi), mad cow, food and mouth gunumuzun hayvan eti yemekten ve yanlis beslenmis ciftlik hayvanlarindan veya etinin yenmesinden gecen bazi hastaliklardan. Ancak boyle bilgiler halktan saklaniyor, buyuk paralarin dondugu sut ve et endustirisi buna izin vermiyor.
Bir baskasi: "sen o hayvanları doğaya bıraksan ölecekler, sen yemesen de başka hayvanlar yiyecek". Hayvanlarin dogal seleksiyon yasamasi, devam etmesi veya etmemesi ve olmesi var, bir de ciftliklerde dogmasi, yetistirilmesi,oldurulmesi. Suni bir sekilde hamile kaliyorlar, dogum yaptiriyoruz sutlerini calmak icin, anneden ayiriyoruz bebekleri, hormonlar veriyoruz vaktinden once buyusunler diye, genlerini degsitiriyoruz, karanlik izbe ve hastalikli ortamda yasatiyoruz, tasiyoruz vucutlarini ve kesim yerine goturuyoruz. Doga ile oyun oynuyoruz, dogayi mahvediyoruz. Bu akillica ve ethical bir davranis degil ve dogaya karsi aslinda. Doga kurallarina gore yasamalari daha dogru degil mi? Kaldi ki "dogada kalsalar olecekler ama" argumani yanlis cunku hayvanlari daha korunakli bir yere almiyoruz, tam tersi, dogalarina karsi gelerek dogaya ters duserek dogayi mahvederek kullaniyoruz. Dogada kalsalar ve orada doga icinde dogal gelisimlerini yasasalar bu daha ethical olmaz miydi?
Baska arguman, ki bence en iyi karsit argumanlardan, "vegan insan bitki ile beslenecek, bunun icin toprak acmasi lazim, toprak acarken bazi hayvanlara zarar verecek" argumani.
Buna verilen cevap basit. O toprak zaten acildi. Ama o topraktan cikan mahsul hayvana veriliyor, insana degil, Yani insan et yemegi secerek iki kati zarar veriyor cevreye. Vegan olmak cevreci bir secim. Metan gazindan (inek diskisi) dolayi cevreye oldukca zarar veriliyor. Bir kilo et uretmek icin harcanan su ve yem hesaplandiginda aslinda yapilan ekonomik degil. Hayvana verilmek icin yetistirilen urun, bitki insanin doymasi icin yeter de artar bile. Insana verilecek urunu hayvana vermek ve bunu et icin yapmak aslinda akil kari degil. Zaten acilmis olan bir toprak varsa bu arguman da gecersiz sayiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder