Vegan olmak bir diyetle yani ne yediğinle ne yemediğinle ilgili bir şey değil. Vegan olmak diyetten öte ethical ve moral bir duruş, bir felsefe.
Sadece et yemeyince vegan olunmaz, onun adı vejeteryan olmak. Sadece meyve ve sebze yiyince de vegan olunmaz. Hayvan ürünlerini yememek seni vegan yapmaz. Onun adı plant based diet.
Vegan olmak bundan daha öte bir şey. Hiç bir hayvan ürününü yemiyorsun, evet, et yok, balık yok, süt yok, peynir yok, yumurta yok, bal yok ama bir de üstüne hayvana eziyet edilen ve hayvanın kullanıldığı hiç bir şeyi kabul etmiyorsun, mesela aquapark, hayvanat bahçesi, sirk, köpek/at yarışı, boğa/horoz/köpek/deve güreşi. Mesela deri, yün giymiyorsun. Mesela hayvan üstünde test edilen ürünleri kullanmıyorsun, makyaj ve kozmetik ürünleri gibi. Çünkü hayvana eziyet etmemiz yanlış, çünkü öldürmek yanlış, çünkü sen onlardan daha üstün bir yerde değilsin. Vegan argümanı bunun üstüne kurulmuş. Asıl sebep sağlıklı olmak için değil, asıl sebep kilo vermek değil, asıl sebep bambaşka, asıl sebebi vicdan ve akıl üstüne kurulmuş.
Sanırım aklı ve vicdanı olan herkes vegan olacaktır. Biraz içine baksanız, önümüze kadar gelen şey (et olsun, süt olsun, peynir olsun, yumurta olsun deri çanta, deri ceket olsun) sana kadar nasıl gelmiş bir bağlantı kursanız, kimsenin hayvanın eziyet edildiği ve öldürüldüğü bir şeyi kullanabileceğini veya yiyebileceğini sanmıyorum.
Evet vegan olmak zor. Çünkü bütün hayatını gözden geçirip her şeyin yerini değiştirmen gerekecek. Önce yediğin şey değişecek. Süper organize olman gerekecek. Yeni recipe'ler bulman ve geliştirmen gerekecek. Yediğin şeyin içindeki besin değerlerini bilmen gerekecek.
Sonrasında giydiklerini, kullandığın ürünleri gözden geçireceksin. Yünlü kazakların, battaniyen, deri ayakkabın, çanta, ceketin, koltuk takımın, makyaj malzemelerin, şampuanın, sabunun hepsi değişecek. Araştırma yapmak hangi ürünlerin hayvan üstünde test edilmediğini, hangi ürünler içinde hayvan ürünlerinin bulunmadığını bulman gerekecek.
Dışarı çıktığında yenilecek bir şey bulamayacaksın. Arkadaşların, hatta hiç kimse vegan olmanı sevmeyecek, bazıları nefret edecek, vermiş olduğun karara saldıracak, hem de durmadan. Sıkıcı olduğunu saçmaladığını söyleyecekler. Sana absurd argümanlarla gelecekler. Proteini nerden alıyorsun, B12 yüzünden erken yaşlanacaksın, alzeimer olacaksın, etin tadı güzel, hiç et yemek istemiyor musun, ben yoğurdu özlerim ya, iyi de bu doğa kanunu, hayvanlar bizim için var diyecekler. Sanki hiç okumamış, hiç bilmiyormuşsun gibi.
Peki niye vegan olmalıyız?
Çünkü doğada hiç bir üstünlüğümüz yok. Tek tanrılı dinlerin dediği gibi hayvanlar bizim hizmetimizde değil. Çünkü onlara eziyet etmek, zulmetmek, onları öldürmek yanlış. Çünkü bir çiftliğe hapsetmek ve hayatlarının sonuna kadar hep vermelerini istemek doğru değil. Endüstriyel çiftliklerde yaşayan ve doğan hayvanların hayatları ne yazık ki içler acısı. Inek suni yollardan hamile bırakılıyor, bebeğine vermesi gereken sütü insanlara satıyorlar. Doğan bebek dişi ise o da annesi gibi bir hayatı yaşayacak. Erkek ise kesim için ayrılacak. İnek süt verene kadar hayatta kalacak, yani yaşaması için sürekli süt vermesi gerekecek. Yeni anne olmuş bir kadının bebeğinden zorla ayrıldığını ve sütünün başkasına verildiğini düşünün. Anne ve bebek ayrılır mı hiç? Bebeğin hakkı süt başkasına para kazanmak amaçlı satılır mı hiç? Çiftlikte yaşayan tavukların hayatı da farklı değil, hatta daha kötü. Vaktinden önce büyümeleri için hormon yüklenen tavuklar kendi gövdelerini taşıyamıyor. A4 kağıdı kadar bir yere hapsedilmiş tavuklarin birbirleriyle kavga etmesinler diye gagaları kesiliyor, ve daha az yer kaplasınlar diye kanatları. Zaten çoğu telef oluyor. Dışarı çıkmalarına izin yok, bütün hayatları bir kafes içinde geçiyor, insan yumurta yesin diye.
Çünkü doğada hiç bir üstünlüğümüz yok. Tek tanrılı dinlerin dediği gibi hayvanlar bizim hizmetimizde değil. Çünkü onlara eziyet etmek, zulmetmek, onları öldürmek yanlış. Çünkü bir çiftliğe hapsetmek ve hayatlarının sonuna kadar hep vermelerini istemek doğru değil. Endüstriyel çiftliklerde yaşayan ve doğan hayvanların hayatları ne yazık ki içler acısı. Inek suni yollardan hamile bırakılıyor, bebeğine vermesi gereken sütü insanlara satıyorlar. Doğan bebek dişi ise o da annesi gibi bir hayatı yaşayacak. Erkek ise kesim için ayrılacak. İnek süt verene kadar hayatta kalacak, yani yaşaması için sürekli süt vermesi gerekecek. Yeni anne olmuş bir kadının bebeğinden zorla ayrıldığını ve sütünün başkasına verildiğini düşünün. Anne ve bebek ayrılır mı hiç? Bebeğin hakkı süt başkasına para kazanmak amaçlı satılır mı hiç? Çiftlikte yaşayan tavukların hayatı da farklı değil, hatta daha kötü. Vaktinden önce büyümeleri için hormon yüklenen tavuklar kendi gövdelerini taşıyamıyor. A4 kağıdı kadar bir yere hapsedilmiş tavuklarin birbirleriyle kavga etmesinler diye gagaları kesiliyor, ve daha az yer kaplasınlar diye kanatları. Zaten çoğu telef oluyor. Dışarı çıkmalarına izin yok, bütün hayatları bir kafes içinde geçiyor, insan yumurta yesin diye.
Bir insanı öldürmek yanlış diyoruz, peki bunu bir hayvan için niye diyemiyoruz? Onların yaşamları daha mı az değerli? Hayvan hissetmiyor, acı çekmiyor diye yalan söylüyoruz. Bir domuz 4 yaşındaki çocuğun aklına sahip. Ne olduğunu anlar ama niye olduğunu anlayamaz. Şimdi dört yaşındaki bir çocuğu kesim yerine götür, sıraya sok kesim için, önünde arkadaşlarını kes öldür, sence ne hisseder? Dört yaşındaki çocuğa yapmayacağın şeyi niye bir hayvana yapıyorsun? Sudan çıkmış balığın ölümünü bile görmüyorsun, balığın can çekişmesini normal karşılıyorsun. Ne acı bir ölüm bu, kendini yerine koysana.
Piyasaya çıkan kozmetik ürünler önce hayvan üstünde test ediliyor. Testler yüzünden kör olan öldürülen hayvanlar varken o ürünü kullanmak yanlış değil mi? Kürkü için sadece kürkü için öldürülen, elektrik verilen hayvanlar var. O kürkü nasıl giyebiliyorsun? Üstünde ölü hayvan taşıman delilik değil mi? Senin eğlencen için hapsedilmiş hayvanlar var. Doğada yaşamaları gerekirken kafes içinde hayat yaşamak acı değil mi?
Sadece kedi köpek seven ama başka hayvanların etini yiyen, başka hayvanların zulmedilmesine karşı çıkmayan sessiz kalan ama "ben hayvanları severim" diyen insan saçmalığını anlayamıyorum. Bir düşün, niye kedi köpek seviyorsun, onları yemiyorsun, ama tavuk, inek koyun yiyorsun? Hayvanları sevdiğine emin misin!?
Öyle kabul etmişiz ki bize sunulan şeyleri aksini kabul edemiyoruz. Süt, yumurta sağlıklıdır her çocuk çokça yemelidir diyoruz. Etten protein alırız diyoruz. Gelişmek için et süt şarttır diyoruz. Etsiz diyet sağlıksızdır diyoruz. Bunların koca bir saçmalık ve yalan olduğunu söylesem yine beyinsiz diyeceksiniz. Ama yazılmış bir sürü araştırma yazısı var, ancak duymanızı istemiyorlar. Koca bir endüstri var beslenmesi gereken. Bilgiyi sizden saklıyorlar.
Aklin var, vicdanin var. Onunde duran kocaman bir gercek var. Ve seceneklerin var. ve hala vegan degilsin? Niye?
Bazı makaleler bundan 50 yıl sonra su olmadığı ve hayvan yetiştirmenin imkansızlığı yüzünden herkesin zoraki vegan olacağını söylüyor. Ben ise insanın aklı ve vicdanı yüzünden gönüllü olarak vegan olacağını düşünüyorum. Zaten vegan sayısı katlanarak artıyor. Bence gelecek vegan olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder