30 Eylül 2008 Salı

Mutsuzum cogu zaman...

Mutsuzum cogu zaman, var mi bir diyeceginiz?

Polyanna'cilik oynamaktan biktim. Hic sevmem o cuceyi zaten. Zamaninda bir halt yemis, iyi ki bir mutluluk oyununu bulmus, oynamis vakti zamaninda, simdi basima kakiyorsunuz durmadan – ki bu numarayi o yastaki bir ufakligin bulmadigindan adim kadar eminim ben, siz ayakta uyuyun daha! "Yasadigin herseyde bir guzel sey vardir, bakmasini bilmek gerek" diye ukalalik taslamazdiniz hic degilse.

Siginak filan da bulmuyorum, soyleyin o deli doktoruna. "Kendini bombok hissettiginde hemen siginagina gir, oraya saklan" diyen dumbelekle tekrar konusmak istiyorum, hem de hemen su an! Hic gerceklesmeyecek bir yere, olmadik, sahte, hayal urunu bir yere niye siginayim, ben deli miyim?

Stratejilerden de sikildim, terapiye de baslarim ayrica. "Bakis seklini degistir, butun suc senin, her bir seye olmadik yerden bakiyorsun, bir de burdan bak, cok negatifsin" diyen sahsa da "Gel bir de sen benim buramdan bak" diyesim var. Koca enkazin altinda sen saatlerce kalsaydin, olumle pencelesip, bir guzel altina kacirsaydin, ustunde yangin cikmisken yukaridakiyle pazarlik yapsaydin, sevdiklerinin oldugunu dusunup kurtulmaktan vazgecseydin, olmeyi dileseydin, ama ote yandan yasamak icin cirpinsaydin neresinden bakardin hayata sonrasinda bak merak icerisindeyim.

"Kuslar, cicekler, lalalalalaylom, aslinda hayat ne guzel" veya "Seninki de dert mi allahaskina, insanlara bir baksana" demek zorunda da degilsiniz hem. Sanki ben gormuyorum o kuslari, cicekleri, bocukleri. Baktigim kuslar ya basima siciyorlar ya da gagaliyorlar hem beni. Kokladigim cicekler de soluyorlar gun geliyor. Hem sizden ogut dinlemek de istemiyorum, sanki ogut istemisim gibi, kim istedi sahi? Benden daha mi iyi biliyorsunuz nasil yasanmasi gerektigini hem?

Yoruldum anlamiyor musunuz. Mutlu olmak zorunda degilim.