14 Aralık 2018 Cuma

Taktikler

Aşkta oynamanız gereken taktikler varmış ki değeriniz artsınmış, bir ilişkide içinde daha önemli daha yukarıda bir pozisyonda olurmuşsunuz, peşinizde koşturup onu kıskıvrak yakalarmışsınız, kuyruğu yukarıda tutarmışsınız filan filan.....

Bana soracak olursanız; taktiklerin olduğu oyunların oynandığı ilişki yürümüyor. Pardon yürüyor veya işe yarıyor gibi gözüküyor bir süre ama bir yerden sonra kopuyor. Sebebi açık, çünkü sen sen değilsin, çünkü sen bir maske takmışsın. Çünkü sen aşkı sevgiyi bir savaş gibi görüyorsun. Karşındakini de bir rakip.

Dogruya doğru, savaş ve aşk aynı dili kullanıyor. Kalbi feth etme, aşka karşı savunmasız kalma, onu teslim alma, kaleyi içten feth etme dilimize girmiş bir kaç örnek.

Birazdan buraya yazacağım bu taktikleri kitaplarda okudum, flimlerde seyrettim hatta bizzat yüzüme söylendi. Ama ben taktik yapamam hepsini bilirim ama yapamam. Yapmanızı da önermem. Dediğim gibi aşkta, sevgide  ikili ilişkilerde "ben kendin öz esasın doğal olma" taraftarıyım.

1. Bir kadın demişti. Ona önce çok ama aşırı ilgi gösterir, çok samimi davranırım ve sonra kendimi çeker ilgisiz davranırım. Deli olacaktır.
2. Bir erkek demişti. Telefon numarasını  aldın asla bir ertesi günü onu arama. Bırak bir iki gün geçsin, seni merak etsin, sabırsızlıkla beklesin, biraz umudu tükenir gibi olduğunda ara. Kesin gelecek. Hem de istediğin yere.
3. Birisi demişti. Iki üç tokat at ve sonra o yeri sev. Sürekli iyi anlayışlı davranırsan başına sıçar senin. Bence iki defa kötü davranmak ama bir defa iyi hoş, mükemmel bir denklem. Senden ayrılamaz.
4. Bir başkası şöyle demişti. Ona hep gideceğini göster. Ve git de. İlk dönen sakın ama sakın sen olma. Sabırla bekle. Sonra bir daha seni kaybetmemek için her şeyi yapacaktır.
5. Bir başkası şöyle demişti. Ona kendini değersiz hissettir. Mesela başka kadınları öv. Mesela başka kadınlara ilgi göster. Kendini değerli hissetmek için, kendini sana kanıtlamak için her şeyi yapacaktır. Karşında çok uslu bir kız olacak.
6. Birisi dikkatimi çekmişti. Bir hata yaptığında sessiz kal. Cevap bile verme. Bu onu deli edecektir. Peşinde dolanacaktır. Ve sonunda kendini suçlu hissedecek özür dileyecek geri dönecektir.
7. Bir erkek demişti. Onu şımart, deli gibi şımart. Başkalarında bulamayacağı kadar ve sonra dur. Kendini dünyanın merkezi gibi hissettiği zaman dilimine yeniden ulaşmak için orada bekleyecek, çok uğraşacak, istediğini yapacaktır.
8. Bir pick up artistry kitabında okumuştum. Onun ilgisini çekmek için başkaları ne yapıyorsa, ona nasıl davranıyorsa tam tersini yap. Ona güzel olduğunu mu söylüyorlar sen söyleme. Sakın söyleme.
9. Bir kadın söylemişti. Onun gibi ol. O ne yapıyorsa sen de aynısını yap. Bu onu deli edecektir. Kendisi ile savaşmak zorunda kalacak ve senin istediğin kıvama gelecektir.
10. Kadın demişti. Erkekler avlanmayı sever. Sakın peşine düşme. Ona yem at ve geri çekil bekle. Avlayan o olsun. O hissi ver.
11. Makale demişti. Sakın ama sakın ilk buluşmada yatağa girme. Hatta bir ay bekle. Hem tanımış olursun, hem isteği arttıırmış olursun, hem de basit bir seksuel çekimden başka bir yere taşımış olursun.

5 Aralık 2018 Çarşamba

Why and why so?

Why am I still trying so hard?  Why am I doing what I am doing now that I never do?  Why am I still around when I feel so bloody stupid, undervalued, unimportant, insignificant? Why can I not just go? Why am I trying and trying again when the answer is right under my nose? Why do I violate all my craved-in-stone principles and beliefs? And why on earth I am feeling like I am the wrong one here?


The answer is obvious: I have been MANIPULATED!



This time - please please please - make it forever.

I have done this so many times; but this time, please this time I want it forever. I must leave, I must leave and never return. I have nothing left to say - I have run out of my words. There is no middle ground. I shouldn't waste any time. This time - please please please - make it forever.

What a fool I have been

You know there is this moment in your life that you truly understand what is important for you. I have just had that moment.

I looked through the window and I just saw them. They had always been with me but I was so blind. And there they were, right in front of my eyes, all that time. What a fool I have been.

What if?!?!

Söyle bir baktım da güvendiğim, takdir ettiğim, hayatımın içine aldığım ve sevdiğim herkes beni haksız görüyor. Görünen o ki bütün suç benim.

Bu gerçek mi diye düşünüyorum.

Herkes söylüyor ise doğruluk payı vardır diye düşünüyorum. İşte tam da burada bir zaman önce kurduğum o cümle karşıma çıkıyor.

What if everyone else is wrong and I'm the right one? What if everyone else is doing it wrong and I'm doing it right?

What if!?!?

Yıkılan kule

Tarot kartı olsaydım son bir kaç aydır bu yıkılan kule olurdu. Hayatımdaki her şey, ama her şey, yıkılıyor yerle bir oluyor. Hayatımdaki herkese, ama herkese, veda etmem gerekiyor. Bir yere çekilmek, her şeyden ve herkesten uzakta, ve içime bakmam gerekiyor. Sahi elveda demek niye bu kadar zor? Halbuki ben hep elveda demiştim. Hiç arkama bakmamıştım. 

8 Eylül 2018 Cumartesi

Sen her bikinili kadın fotosuna like bastığında

"Sen başka bedenleri beğendiğinde ben mutsuz oluyorum" diye tuşlara dokundu kadın ama ona göndermekten vazgeçti.

"Sen her bikinili kadın fotosuna like bastığında benim bedenime olan güvenimden bir parça eksiliyor sevgilim" dedi içinden kadın ama bunu ona söyleyemedi.

"Senin beğendiğin bedene bakıyorum, bir de kendi bedenime, aradaki uçurum büyük. Ve benim o bedene ulaşmam imkansız. Keşke hayran olduğun, seksi ve güzel bulduğun, arzu ettiğin tek beden benimkisi olsaydı, birtanem"  diye yazsa mıydı diye düşündü ama yine hemen vazgeçti.

"Bir daha bana sorma niye hep karanlıkta seviştiğimizi, niye banyoya gitmek için yataktan çıkarken çarşafa sarıldığımı, niye çıplaklığımdan utandığımı ve karşında çıplak kalamadığımı, niye üstüne çıkıp sevişemediğimi, rahat olamadığımı.... Sen her bikinili kadın fotosuna like bastığında benim bedenime olan güvenimden bir parça eksiliyor sevgilim" diye yazdı onun yerine günlüğüne.

23 Ağustos 2018 Perşembe

Anne baba ve ask

Belki de doğamızda anne babamızın bize hissettirmiş oldugu o güven duygusunu yeniden yaşama isteği var. Belki de doğamızda anlamlı romantik ilişkiler kurma isteği var. Ve belki de "modern çağda romantizm de ne demek" diye doğamıza karşı geliyoruz. Ondan mı mutsuzuz?

Aşk insanı mutlu etmeli. Etmiyorsa o zaman seçime bakmak gerekiyor, özellikle sürekli tekrar ediyorsa bu yanlış seçim. Çocuklukta yaşanmış bir şeyi çözme çabasında olabilir misin? Veya normal (!) olarak kabul ettiğin şey aslında çocuklukta yaşadığın travma olabilir mi?

Belki bu söyleyeceklerim kıracak ama söylemem gerekli. Sürekli seni hırpalayan adamı seçiyor olman çocuklukta hırpalamış olman sebebiyle olabilir mi? Veya sürekli kıskançlık yapıyor ve karşındaki insanı boğuyor olman çocuklukta yaşadığın terkedilme korkusu yüzünden olabilir mi?

Anlamlı, uzun, tek eşli, romantik, kişisel alanların korunduğu, olgun, yetişkin, sorumluluğu alınmış, özgür ilişkiler kuramayışımızın sebebi çocukluk travmaları olabilir mi?

15 Ağustos 2018 Çarşamba

Cocukluk travmasi


Kimi dinleyeceksin? Içindeki hep isteyen hem de şimdi isteyen ama sorumluluk almayan çocugu mu; yoksa kendini disipline etmiş kontrollü sorumluluk almış yetişkini mi?

Cocuklukta yaşadığımız travmalar sebebiyle büyüyemiyoruz. Hep o hırpalanmış çocuk kalıyoruz. Yetişkin olduğumuz dönemde bile içimizdeki o çocuk hep bizimle konuşuyor, onu hep yanımızda taşıyoruz. Aşılması neredeyse imkansız zor bir şey bu. Ama mümkün.

Duygusal bakımdan sağlıksız çocuk ergenlikte sağlıksız seçimler yapıyor. Çocukluktan ergenliğe geçişte verilmiş olan sağlıksız kararlar ise yetişkinlik dönemine yansıyor. Ve yetişkin görünümünde ancak içeride travmatik çocukla hayatlarımızı yaşıyor oluyoruz

10 Ağustos 2018 Cuma

Kendini sabote etmek

Hayat öyle şeyler yapmış ki bana sürekli sevdiğim insanı kaybetme korkusu yaşıyorum.

Niye korkuyorum, niye endişe duyuyorum, niye sıkıyorum bu endişeyle insanları diyorum ve görüyorum. Seni seviyorum dediğim ama beş dakika sonra kaybettiğim erkekler var geçmişimde. Bir ertesi gün kahve için sözleştiğim ama depremde kaybettiğim arkadaşlarım var benim.

Akıllı olacağım, bu manyaklık diyorum ve çaba veriyorum. "Bu sefer korkma, bu sefer korkma" diye tekrarlıyorum yeniden yeniden aynı cümleyi. Ama o edinilmiş tecrübe hep kulağımda, "dikkatli ol, çok sevme, ya o da giderse, ya o da ölürse"...

Eskiden herkesi kalbine ruhuna alan ben, eskiden herkese güvenen ve çok seven ben... Ben ben değilim artık. Çok sevdiğimde sabote ediyorum. Çok sevdiğimde gidiyorum. Çok sevdiğimde korkuyorum. Çok sevdiğimde bozuyorum. Çok sevmelere, çok alışmalara izin vermiyorum.

Ve self destructive mutter bir kadın çıkıyor ortaya. Yolunda giden her şeyi, once hayat sabote etmeden bozan bir kadın. 

8 Ağustos 2018 Çarşamba

Regl, hamilelik ve edep

Regl... Korkulacak, ayıp diye saklanacak, utanılacak bir şey değil. Aslında güzel, doğal, bağrına basılacak, olduğumuz için mutlu olacağımız, gurur duyacağımız bir şey bu. Regl kelimesini edep ve ayıp kelimelerinden koparmak gerek.

Aynısını hamile olmaya da yapıyoruz. Hamile kaldığımızı saklamamız gerektiğini söylüyorlar. O önündeki şişliği sakla, öyle giyin, dışarı çıkma, evde kal, edepli ol diyorlar. Fotoğraf çekme, paylaşma, üstüne konuşma diyorlar. Ayıp diyorlar. Hamilelik niye utanç olsun?

Kadına ait her şey utanılacak, saklanacak şeyler mi? Ayıp mı? Regl olduğumuzu söyleyince, üstüne konuşunca, hamile olduğumuzu saklamayınca utanmaz ve edepsiz mi oluyoruz?

Regl üstüne

Şu regl konusuna bir de ben gireyim ve kısaca feminism buna niye giriyor, kadınlar burada niye regl de regl diyor anlatayım. Bazılarınız şiddetle karşı buna, edepli olun diyenler var. İşte sorun da burada başlıyor.

Regl son derece normal bir olay. Yaklaşık 12 yaşından 50+ yaşına kadar her ay olan biolojik bir şey. Kadınlığa geçiş demek, her ne kadar bu tartışılır bir cümle olsa da. Kutlanması gereken bir geçiş töreni olması gerekirken tam tersi olur.

Size çoğu zaman kimse anlatmaz başınıza ne geleceğini çünkü utanılır. 12 yaşınızda iç çamaşırınızda ilk kanı gördüğünüzde zaten korkarsınız ve annenize söylediğinizde (ki bazı kültürlerde bu bile yapılmaz anneden bile saklanır) size bunu saklamanız tembih edilir. Ayıp derler.

Zaten korkuyorsunuz ve birileri size kadın oldun artık diyor, ama öyle hissetmiyorsunuz, bir yandan da ayıp sakla diyorlar. İyice kafanız karışıyor.

Ağrınızı, sızınızı saklayarak kimseye söyleyemeden, sanki her şey yolundaymış gibi yaşayarak devam ediyorsunuz. Bunu her ay yapıyorsunuz. Size söylenen tek şey: Ayıp. Kadın olmak ayıp!!! Kadın olmanın getirdiği bu son derece normal, doğal ve biyolojik şey ayıp!!!!

Bakın erkek çocuğuna aynı şey olmuyor. Sünnet töreni yapıyoruz, eğlence düzenliyoruz, pipisi kesilecek diye önce sokaklarda gezdiriyoruz, kornalara basıyoruz, altınlar takip hediyeler veriyoruz, erkekliğe geçiş diyoruz ve bunu kutluyoruz, gurur duyuyoruz.

Bence regl hareketini (!) kutlamalıyız, bir çok olumlu şeyi beraberinde getirdi. Regl doğal ve normal dedi. Utanılacak bir şey yok dedi. Ayıp değil dedi. Konuya dikkat çekti. Ve kabul edin, erkekler çok şey öğrendi.

Gelecekte umarım ped reklamlarında mavi sıvı kullanılmaz. Umarım kadınlar işe okula gidemeyecek kadar regl ağrısı çektiğinde bunu açıkça söyleyebilirler. Umarım değiştirmek için tuvalete gittiklerinde ellerindeki pedi saklamazlar. Umarım oruç tutuyor taklidi yapmazlar.

Ama en önemlisi umarım bir daha regl olmak ile edep kelimeleri bir araya gelmez.

31 Temmuz 2018 Salı

Manosphere ve maskülen harekete cevap

Ben "bütün sorun erkek" demiyorum. "Patriarchy sorundur" diyorum. Patriarchy kafasına bir sürü kadın da var çünkü. Yani bu işin cinsiyeti yok. Işte bu yüzden sadece kadına saldıran, her şeyden kadını sorumlu tutan, onları canavar gibi gösteren ve kadına nefret kusan maskülen hareket içinde bir sürü yanlış var. Bence misogyny üstüne kurulmuş.

Askerlik yanlıştır diyen maskülen harekete haklısın derim. Ancak maskülen hareket diyor ki "kadın götünün üstünde otururken biz ölmeye gidiyoruz". Seni ölmeye gönderen patriarchy, kadın değil. Asıl demen gereken şey "askerlik yanlıştır", asıl sorman gereken sorular "niye beni ölüme gönderiyorsun, niye savaş var, niye askerlik erkek olmakla bir tutuluyor, niye asker olmak erkekliğe geçiş demek".

Hayat boyu nafaka yanlıştır diyen cümleye de haklısın derim ama ne zaman biliyor musun? Kadın ekonomik hayata eşit katılabildiğinde, ekonomik bağımsızlığını kazansın diye eşit fırsatlar sağladığımızda. Kadına nafaka ödüyorsan yine patriarchy yüzünden. Kadını ekonomik hayattan alan ve geriye dönüşümünü hatta girişini engelleyen patriarchy sana sonuçlarını ödetiyor nafaka adı altında. Sorun yine aynı, kadın değil kadının konumunu belirleyen patriarchy.

"Kadına şiddet mi, ne şiddeti, asıl kadın erkege şiddet uyguluyor" diyorsun. Erkeğe uygulanan şiddet evet var ve evet yine haklısın bu alay konusu olmamalı, hafife alınmamalı, şiddet uygulayan kadın da bedelini ödemeli derim. Ama erkeğin kadına ve her güçsüz gördüğü varlığa uyguladığı şiddeti hafife alman ve yok sayman saçmalık. Kabul et. Şiddetin tamamına yakını erkek tarafından kadını, çocuğu, hayvanı ve başka erkeği hedef alıyor. Sorun güç gösterisi ve bunu yataran yine patriarchy.

"Kadın anne oluyor ve yan gelip yatıyor, evde oturup göt büyütüyor" diyorsun. Ama çocuk bakımını kadın işi olan gören ve kadının ekonomik hayata katılımını engelleyen, istese de imkansız hale getiren bir patriarchy mantığı var bunu görmüyorsun. En medeni ülkelerde bile durum bu.

Feminism sorundur derken bence yeniden düşün. Çünkü ürettiğin argümanlarla savaşan ve toplumsal cinsel kimliği sorgulayan, senin de aslında nefret ettiğin patriarchy'e karşı duran ve sistemin yeniden tanımlanmasını isteyen bir feminism var.

14 Temmuz 2018 Cumartesi

Acı ve haz

Acıyı seviyoruz, çünkü acıyı hissettiğimiz sürece hayatta olduğumuzu hissediyoruz - mu?

Kolumuza çimdik attığımızda hayal görmediğimizi, hayatta olduğumuzu anlamamız gibi mi? Hayatta olduğumuzu acıyı hissettiğimizde mi anlıyoruz?

Acı bize haz veriyor. Acı ve haz aynı şey mi? Acının olduğu yerde haz mı var, hazzın olduğu yerde de acı?

Orgazma ulaştığımızda yüzümüzdeki ifade acıyı hisseden insanın ifadesi ile aynı. Belki de vücudumuz hazzın doruğunda acı hissediyor. Belki de sevişirken vücudumuz acı ve hazzın arasındaki farkı bilmiyor. Belki sekste acı ve haz aynı şey.

Bize haz veren her şey acı da veriyor. Bir şey sadece haz veriyor ise acı versin diye onu sabote ediyoruz. Aşkın acısı ruhumuza daha iyi geliyor. Seksin serti ilgimizi daha çok çekiyor. Okşadığımız yere tokat atıyoruz. Haz ve acı arasında ince bir çizgi var veya belki de aynı şey

Teslim olmak doğamızda. Teslim olacağımız objeler yaratıyoruz. Ona Tanrı diyoruz, ona kader diyoruz, ona sevgili diyoruz, ona aşk diyoruz, ona dom/domme diyoruz. Ruhumuzu ele geçirmiş her şeye sadakatle bağlanıyoruz.

12 Temmuz 2018 Perşembe

Biraz olmadığım her şey olmak istiyorum.

Biraz sığ olmak istiyorum.
Biraz çocuk olmak istiyorum.
Biraz kadın olmak istiyorum.
Biraz erkek olmak istiyorum.
Biraz küfretmek istiyorum.
Biraz içmek istiyorum.
Biraz kaçmak istiyorum.
Biraz bencil olmak istiyorum.
Biraz olmadığım her şey olmak istiyorum.

11 Temmuz 2018 Çarşamba

Fuhuş

Bu yazıda sadece fuhuş hakkında yazacağım, seks işçiliği değil. Tanımını doğru yapmak lazım.

Fuhuş seks işçiliği içindedir ancak seks işçiliği içinde aynı zamanda porno, striptease, lap dancing gibi alt başlıklar da var. Bu yazıda bahsedeceğim şey ise para karşılığı seks, yani seks ve paranın alışverişi. Yani seks işçiliği değil, ama fuhuş.

Bazı feministler fuhuşu destekliyor. Bazıları sigorta ile çalışmaları gerek, emeklilik haklarının olması gerek, vergilendirilmesi daha doğru olur, aradaki üçüncü şahısları (pezevenk, mama, madam vs) kaldırmalı diyor. Şayet karşımızda fuhuşu özgür irade ile seçmiş bir birey olsaydı bunlara katılma olasılığım olabilirdi ancak böyle bir özgür irade ile seçim yok. Hatta tam tersi çoğunluk zorunluluk yüzünden bu yola başvurmuş. Hatta diyeceğim ki çoğunluk tehdit ve zorla bu yola itilmiş. Zorla fuhuşa itilen ve özgür iradesiyle değil de zorla ve tehditle bu işi yapan kadın sayısı oldukça fazla (human trafficking). Diğer sebebi ekonomik. Yaşam koşulları yüzünden başka bir seçeneği kalmadığı için bu yolu seçen kadınlar da fazla (Eski Sovyetler Birliği ülkeleri, Doğu Avrupa, Thailand, İndia, Kamboçya örnekleri). Bu iki durumda da özgür iradeden ve seçimden bahsetmemiz imkansız.

Feminismin öteki ucundaki bazı feministler ise fuhuşun özgür irade ile seçildiğine inanıyor ve hatta daha da ileri giderek aslında fuhuşun kadını güçlendirdiği görüşünü savunuyor. Yine aynı fikirde değilim. Sadece cinsle obje haline gelmiş bir beden güçlenmez. Para karşılığı beden verilmiş ise kişi sadece bedenden öteye geçemez ve bu klasik patriarchy oyununa iştirak ediyoruz demektir.

Fuhuş, kaldı ki içinde başka suçları da beraberinde getiriyor. Mesela human trafficking, mesela çocuk istismarı, mesela drug abuse, mesela kadına şiddet, mesela mafya. Ne yazık ki fuhuş içinde olan çocuk sayısı oldukça fazla.

İçinde fuhuş olan yerlere bakalım. Bu yerlerde özgür irade ile yapılmış bir seçim olmadığını ve erkeğin yine kadını ve çocuğu kullandığını ve kadının ve çocuğun taciz edildiğini görmek zor değil.

Human trafficking:
Kendi isteği, iradesi ve  özgür seçimi dışında zorla seks işçiliği yapan kadın var hem de önemli bir nüfus bu. "Yabancı ülkede çalışacaksın, iş bulduk" diye kandırılan başka ülkeye götürülen ve varır varmaz ellerinden pasaportları alınan ve geldikleri ülkede ailelerini öldürmek ile tehdit edilen ve zorla fuhuşa itilen kadınlar var. Bu kadınlar kendi ülkelerinde mühendis, doktor, öğretmen, ancak az para kazandıkları için başka Avrupa ülkesine gitmek ve geçici bir süre çok çalışıp para kazanıp ailelerine para göndermek için  Avrupa'da çalışacaklarını düşünüyorlar. Ancak asıl yaşanan zorla fuhuş. Human trafficking adı altında abuse adı. Arkasında mafya var, genelde doğu Avrupa ve Rusya'ya ait bir mafya. Bu yolla gelenlerin çoğu Doğu Avrupalı kadın. Ancak uzak doğudan özellikle Thailand dan gelen kadın, ve ne yazık ki çocuk, sayısı da fazlaca. İzbe bir yerde köle gibi zor koşullarda zorla ve tehditle çalıştırılan bu kadınların bu çemberden çıkması hemen hemen imkansız. Ve böyle yerlere giden ve para karşılığı kadınla birlikte olan erkek bu mafyayı ve bu suçu besliyor.

Sex tourism:
Doğu Avrupa ülkeleri bu ülkeler arasında başı çekiyor. Sovyetler birliğinin dağılmasınsan sonra fuhuşa yönelen kadın sayısı fazlaca. Sebebi ekonomik. Bir kaç günlüğüne kadının ve biranın daha ucuz olduğunu ve hazzını sınırsızca doyurabileceğini düşünen Avrupalı erkek doğu Avrupa ülkelerine akın ediyor. Adı sex tourism ile anılan başka bir ülke Thailand. Düşün ki bir ülke seks işçiliği, ladyboy ve çocuk fuhuşu ile anılsın. Batı medeniyetlerinden zengin adam kendi ülkesinde yapamadığı suç teşkil eden şeyi Thailand'da paralar saçarak yapabiliyor. Hindistan, Kamboçya ve bazı Afrika ülkelerinde fuhuş içinde olan çocuk sayısı felaket düzeyde. Sahile zengin erkek turist için gönderilen altı yaşında kız çocukları var. 

Başka fuhuş örnekleri:
Bir başka konu gelin katalogları. Thai,  Doğu Avrupalı, Rus kadınların bir katalogta yer alan fotoğraflara bakılarak batı medeniyetlerindeki adamlar tarafından seçildiği gelin adayları. Avustralya, Amerika ve Birleşik Krallık'ta erkekler doğu Avrupa, Rusya ve uzak Doğulu kadınlar ile para karşılığı evlilik kontratı yapıyor, evlilik adı altında yaşananlar ise ilginç. Kadının  vatandaşlık hakkı gelir gelmez de  boşanma işlemi başlatılıyor. Yaşanan "beni kullan, vatandaşlığımı alana kadar". Ticaretin adı bu.

Thai masajı adı altında olanlar ise şaşırtıcı. Herkesin içeride ne olduğunu bildiği ama başını çevirdiği sözde masaj parlor ancak bu yerlerde yaşanılan fuhuş.

4 Temmuz 2018 Çarşamba

Tecavüz taciz istismar üstüne notlar

Tecavüzün, tacizin cinsel istekle bir alakası yok, cinsel bakımdan açsan tecavüz edersin taciz edersin değil o. Tecavüzün güç gösterisi ve şiddetle alakası var. Hala "cinsel açıdan açsan, gösterirsen, açarsan" diyen var ya, deli olmak içten değil.

Tecavüzün tacizin milliyeti, ırkı, dini yok. Günümüzde tecavuz taciz arttı da değil o. Erkeğin kendisinden başka herkesi ve her şeyi kendi egemenliği altında savunmasız gördüğü sürece olacak bu. Savunmasız durumda olanı (kadını, çocuğu, hayvanı, engelliyi) korumak şart.

Evet, çocuğunu koruyacaksın, gözün açık olacak. Evet, kartal gibi gözlerin olacak. Evet, onu savunmasız durumda bırakmayacaksın. Evet, çevrende savunmasız oluşundan istifade etmek isteyenler olacak. Sen yavrusunu açık alanda yalnız bırakan kaplan gördün mü?

Ve sana geldiğinde ona inanacaksın. Sana bir şey söylediğinde ciddiye alacaksın. Ve onu o çirkin döngüden çıkaracaksın. Tokat atmayacaksın, hırpalamayacalsın. Ona hayır kelimesini öğreteceksin. Ona eşitlikçi cinsiyetsiz erdemli davranışı öğreteceksin.

"Erkek çocuğuna sen üstünsün, sen büyüksün, sen her şeyi hak ediyorsun, yarış en iyisi ol, kadın çocuk senden sorulur, sen tek hakimisin, herkes senin hizmetine amade, bu senin hakkın erkeksin" dediğimiz sürece olacak bu.

Üstüne erkek çocuğunun evde gördüğü şiddeti ekle. Üstüne babasının annesini nasıl horladığına, tokatladığına, ırzına geçtiğine şahit oluşunu ekle. Üstüne kendisini döven küfreden babayı ekle. Al sana tecavüzcü tacizci istismarcı adam formülü.

Bu cezayı verelim diye tartışmak geç kalmışlıktır. Verilecek cezaya gelene kadar; kadına bakış açımız, erkeğe yüklediğimiz rol, cinsiyetçi davranışlarımız, kalıplarımız, aile içi şiddet ve korumacı sistem konusunda yapmamız gereken milyon tane şey var öncesinde.

Kanunlar akla dayanmalı

Bir ülkenin kanunları akla, zekaya, bilime dayanmalıdır. Doğru yanlış, suç ceza, ahlak erdem soruları akla ve zekaya dayalı critical düşünce methodları kullanılarak  tartışılmalıdır. Yok Allah böyle emretti, yüzyıllardır böyle yapıyoruz, dinimiz bunu söylemiştir ile olmaz bu iş.

"Ama böyle yaparsak caydırıcı olur" işe yaramaz bir argüman, hiç bir cezanın caydırıcı olduğu yok. "Hak ediyor ölmeyi eşşeoğlueşşek" de akla mantığa dayanmayan ama intikam gibi duyguları baz almış ilkel  bir argüman, hatta argüman değil.

2 Temmuz 2018 Pazartesi

Ethical haber

Haber "eczaneye saldırıldı" diye çıkar, haber "Suriyeliler eczaneye saldırdı" diye çıkmaz. Çıkarsa ırkçılık kokar o haber, nefret uyandırılmak istenmiştir. Ama haberin aslı yoksa, haber yalansa, hah işte o zaman o haber kanalı kapatılmalıdır.

"Çocuğuna tokat atan anne tutuklandı" diye haber çıkarsa annelik tartışılır, "çocuğuna tokat atan Pakistanlı anne tutuklandı" diye haber çıkarsa ırk konuşulur. Bu haberde o eklenen tek kelime ise nefret saçar. Bu durumda haber kaynaklarının ard niyeti vardır.

Haber kaynakları sıfat kullanmamalı. Haber kaynakları olabildiğince objektif bilgi verip, objectif tarafsız cümleler kurmalıdır.

Siyasal görüşüm ne olursa olsun okuduğum haber kaynağının tarafsız haber vermesini istiyorum. Doğruları yazacak tarafsız haber kaynağı ise şimdilik imkansız gibi gözüküyor. Bu durumda önümüze gelen haberlerin doğruluğundan kuşku etmek ve haberi kontrol etmekten başka çaremiz yok.

Ben şahsen verilen haberin içinde sıfat geçiyor ise o haber kaynağını artık okumuyorum; içinde cinsiyetçi veya ırkçı tınılar olanları ciddiye bile almıyorum. Bir gruba saldırı varsa, nefret uyandırıyorsa o haber kaynağı değildir artık.

Yargılamak

Bir başka insanı görür görmez onu bir kategoriye sokmak ve onun hakkında yargılarda bulunmak doğal. Tek tek insana ayıracak vaktimiz yok; önümüze milyon tane bilgi geldiğinden çabucak o bilgiyi ayırmak adına bunu yapıyoruz.

Ancak bunu yaptığımızın ve ilk yargımızı ters çevirmek gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Gerçekten öyle mi, belki şöyle diye sormalıyız kendimize. Ve kafamızın içinde bir kutuya koyduğumuz insanı o kutudan çıkarmaya ve yargımızı değiştirmeye istekli olmalıyız.

Grup olarak gördüğümüz insan topluluğu üstünde daha acımasız yargılarda bulunuyoruz. Ancak grup içinde bireysel hikayelere girdiğimizde bu yargılarımızdan utanacağımız kesin. Kaç insan hikayesi dinlediniz o yargıladığınız insan topluluğundan mesela, bunu kendinize sormalısınız.

30 Haziran 2018 Cumartesi

Çıplak dans eden kadın ve yeni feminist

Instagram story seyrettim. Gördüğüm şey kadın ve erkeğin beraberce gittiği eğlence yerlerinde neredeyse çıplak dans eden kadınlar. Club'da kadın bir platform üstünde çıplak dans ediyor, restaurant'da kadın göbek dansı yapıyor vs vs vs..... Niye niye niye?

Kadın ve erkeğin beraberce gittiği yerlerde niye kadın yarı çıplak bütün gözler önünde dans ediyor, yine erkeğe hitap ediyor? Club sahipleri erkek mi? Söylenilen şey ne? Neler oluyor? Ve kadın bunda niye bir sorun görmüyor?

Antalya'da güneşleniyoruz. Pat üstsüz Rus kadınları çıkıyor platform üstüne, dans etmeye başlıyor. Oğlum siz manyak mısınız? Niye yahu? Malum Türk erkeğinin gözü dönüyor. Canım sıkılıyor. Ayrılıyorum. Giderken bana "sen de amma dar kafalısın ha" diyen erkekler. İçimden fuck off!

Platform üstüne çıkan erkek olsa da tavrım değişmez. Ancak eğlence yerlerinde, hatta güneşlenmek yüzmek için gittiğiniz yerlerde bile, erkek eğlensin, göz banyosu yapsın, hatta siki kalksın diye kadın bedenini kullanıyor mekanlar. Manyak mısınız siz ya?

En sinir olduğum şey ise kadın bunda bir sorun görmüyor. Bırak sorun görmeyi oyuna iştirak ediyor. Hatta yeni kadın manyak bir tavır içine girdi. Erkekle seyrediyor, striptease cluba gidiyor, "bak bak şu Rus karısının memesi güzelmiş, bak bu sikilir" diyor. Kafayı mı yediniz siz?

Bu işin en komik tarafı ise bu yeni kadın kendine feminist diyor. Kendisi cool, özgüvenli ve ona sorarsanız böyle mekanlarda kiralanarak erkek hazzı için sergilenmiş baska kadının bedenini istediğini söylediği için cinselligi rahatça konuşuyor ve cinsel özgürlük yaşıyor. Oha!

Sonra kadın memesi cinsel obje değildir, insanlar alışsın, memeli protesto kadın memesini cinsel obje olmaktan çıkaracaktır diye kendisi ile çelişen söylemler yapıyor. Yahu sen zaten kadına obje gibi davranıyorsun, nasıl olacak bu iş?

Böyle mekanlarda bedeni kiralanmış erkek gözü, erkek hazzı için sergilenmiş kadınlar ise güçlü pozisyona geçiyormus, hatta bu onun seçimi sana ne imiş. Sex positive feministler toplansın bir daha konuşsun bence bu konuyu. Patriarchy'e iştirak ederek nasıl güçlü oluyoruz pardon?

Bunu söyledim diye beni feminismden kovan, bana feminism düşmanı misogynist karı diyen, yobaz ilan eden, slut shaming yaptığımı düşünen feminist de  konudan uzaktır. Nokta.

28 Haziran 2018 Perşembe

Kadının hazzı

"Kadın bedenini tanıyacak, nasıl haz aldığını öğrenecek" diyoruz. Bunu masturbasyon ve deneyimle gerçekleştireceğimiz açık. Ama bir de kadının bedenini beğenmemesi konusu var. Kadın bedenini sevmiyor  ise haz alması imkansız.

Kadın bedenini yetersiz buluyor. Ve bundan sadece erkek sorumlu değil. Capitalism, moda, kozmetik kadının kendini yetersiz hissetmesi üstüne kurulmuş sistemler. Ama siz de burada ince bel, uzun bacak yarışması yaparken başka kadına ne yaptığınızı bir daha düşünün.

27 Haziran 2018 Çarşamba

Orgasm gap

Erkek seninle her seviştiğinde orgazm oluyor. Sen ise "bu sefer olmasa da olur, bir daha ki sefere" diyip onun kadar hakkın olan o orgazmı istemiyorsun. En kötüsü erkek bunda hiç bir sorun görmüyor. Kadın erkek arasında orgasm gap denilen şey bence can sıkıcı bir durum.

Erkek her seferinde orgazma ulaşmalı, ama kadın "o kadar önemli değil ya, bir dahaki sefere" demek bütün sevişmenin erkek hazzı için olduğunu kanıtlar gibi. Bu durumda sevişme içinde bedeninin varoluş amacı ne? Şişme kadın mısın sen? Evet, her seferinde sen de orgazm isteyeceksin.

Sorun ne biliyor musun? Tek gecelik seksler. Yoksa neyi nasıl yapacağını bilirsin.... Uzun süren romantik ilişki nereye ne zaman nasıl dokunman gerektiğini, nereden hangi sesin geleceğini öğretiyor yoksa sana. Tek gecelik iliskilerde orgazm gap daha da büyük. Hele işin içinde alkol varsa - ki büyük çoğunlukta var.

Kadının sadece erkek istediği için seks yaptığı, seviştiği durumlar ise ayrı bir vahim konu. Epeydir yapmıyoruz evet diyeyim, yapmazsam elimden kaçar, erkek bu  isteyince yapmak lazım diye yaptığımız kaç seks, kaç sevişme var, bir düşünün. Sen istemiyor isen olmayacak o sevişme.

Erkek gücenmesin, alınmasın veya  hadi hemen bitsin de uyuyayım diye orgazm taklidi yapan kadın aslında ne yapıyordur? Yapma o taklidi; hem yalan söylemektir bu, hem de kendi kuyunu kazmaktır. Bilsin işte orgazm olamıyorsun şu an. Ve hayır, sen olmuyorsan o da olmayacak.

Sadece erkek hazzına odaklı sevişmeler yapıyoruz, sadece erkek istedi diye sevişiyoruz, erkeği hoş tutmak için veya erkenden kurtulmak için orgazm taklitleri yapıyoruz. Asıl cinsel özgürlük gerçekten arzu duyduğun zaman seks yapmaktır ve hazzını talep etmektir.

23 Haziran 2018 Cumartesi

Kadın üstünde kapitalism oyunu

Kadına bir şey satmak için önce onun çirkin, yaşlı, bakımsız, şişko olduğuna inandırıyoruz. Sonra da bunu kullanırsan erkeğin ilgisini çekersin, onu elde edersin, arzu uyandırsın, senden kopamaz diyoruz. Ve bir yarışın içine sokuyoruz. Capitalism kadına böyle oyun kurar işte.

Yüzyıllarca beyin yıkayarak kadını istediğimiz kalıba sokuyor ve ideal kadını değiştiriyoruz sürekli - ki satalım. Bu sene pastel renkler moda, ama seneye siyah; erkek koca meme seviyor memeleri büyüt, al sana operasyon, ama gelecek sene sıska sevecek kilo ver al sana yeni diet.

Sen de geliyorsun bana diyorsun ki bu kadının seçimi. Istediğini giyer, isterse altı ayda 40 kilo verir, isterse memesine silikon koyar, isterse dudaklarını şişirir. Ben de sana diyorum ki: Nah seçimi!

En komiği ise kendini kapatan kadına beyni yıkanmış diyorsun ama senin beynini nasıl yıkıyorlar bunu görmüyorsun.

Ya her iki tarafın içinde bulunduğu durumun vahimliğini ve ortada bir seçim olmadığını göreceksin ve bir şey yapacaksın ya da ötekini eleştirip küçük görmeyeceksin.

Kadın nesne

Kadına sürekli erkeğin ilgisini nasıl çekersin, onu nasıl elde edersin, onu nasıl elde tutarsın, onu nasıl başka kadına kaptırmazsın diye öğütler veriyoruz. Ve bu ögütlerin hepsi seksi, bakımlı, genç, şuh, istekli, arzulu olmakla ilgili.

İlişkin mi bitiyor, başkasına ilgisinden mi şüphe duydun hemen seksi iç çamaşırı al! Ilişkiyi kurtaran seks mi? Ve seksi yaşatmak, canlandırmak kadının görevi mi?

Kadına verdiğimiz örgütlere dikkat edelim. Hepsinde kadın nesne, hepsinde kadın yine obje. Erkek yine cümlede, hayatta özne. Seçen o,  kalmaya veya gitmeye karar veren o.

Kadın olarak nesne konumunu red ediyorum. Erkeği elde etme, elde tutma misyonunu da red ediyorum. Sadece arzu yaratacak bir obje olmayı da şiddetle red ediyorum. Erkek olsam da duruşum değişmezfi, bu duruma gücenirdim.

En hot

Artık genç kadın "en hot, en çekici, en seksi, en arzu uyandırıcı" olmak istiyor. Başka bir misyonumuz da  yok gibi. Sadece oluyoruz ama, gerisi yok, ilerisi yok; başka bir başarımız da yok.

Bir yere girdiğimde herkes bana bakacak, burada bedenimi sergileyeceğim en çok fav'ı ben alacağım, bütün erkekler beni arzulayacak, hepsi beni isteyecek, beni elde etmek için yarışa girecek, en ince bel bende, en büyük göğüs bende, en squatlı popo bende olacak devrini yaşıyoruz.

Ilgi çekiyorsun doğru, sinekler gibi uçuşuyorlar etrafında doğru, seni istiyorlar bu da doğru. Ama ne kazanıyoruz burada. Seçim hakkı mı? Seyredilecek, istenecek, arzu edilecek, elde edilecek bir objeden öte ne oluyoruz?

20 Haziran 2018 Çarşamba

Çok seslilik iyidir feminism için

Feminismi öyle bir tek sese indirmişsiniz ki o sese ayrı bir ses çıkınca şaşırıyorsunuz. Evet, bu da feminism. O ses duyulsun bence. Sonra siz kararınızı verin. Sloganla gitmeyin. Soru sormak, başka sesi duymak iyidir. Saldırmak yerine biraz düşünün.

Batı medeniyetlerinde feminismin  esas kaidesine geçişler, sert söylemler var artık. Raunch culture, hook up culture ve kadının cinsel özgürlük adı altında patriarchy oyununa katılışı ve bunu feminism aldı altında yedirmesi konumuz. Bu ahlakçılık değil. Bu kendine gel, uyan demek.

Sex positive feminism adı altında feministlerin görüş beyan ettiği konular var. Pornography, seks işçiliği, bdsm, kadının cinsel özgürlüğü alt başlıkları altında yıllardır süren tartışmalar var. Bu tartışmaları duymak her feministin görevi bence. Öteki sesi susturmamak gerek.

19 Haziran 2018 Salı

Seçen kim

Doğada erkek süslü,  gösterişli ve renkli. Dişi onu seçsin diye yemediği halt kalmaz. Dans eder, gösteriş yapar; dikkat çekmek ve seçilmek için taklalar atar. İnsan dünyasında ise tam tersi.

Niye seçilen dişi? Niye kadın seçilmek istiyor? Niye kadın erkek önünde taklalar atıyor?

Festival ve düşündürdükleri

Geçen hafta çok yakınımda 50.000 kişinin katıldığı dans ve müzik festivali yapıldı. Sokakta festivale giden bir sürü insan gördüm. Kadınların hemen hepsi donla, iç çamaşırla, sutyenle giderken erkekler beyaz gömlek, short giymiş. Bu durumda düşünüyorsun işte. Niye?

Bu festivale en son 2010 senesinde gittim ondan önce 8 yıl boyunca her sene gittim. Bu sene gördüğüm her kadın aynı, her erkek de. Kadınlar Beyonce, Rihanna, Nicki Minaj, Miley Cyrus... Erkek, dediğim gibi işte, beyaz gömlek, short.

Böyle festivaller kendini ifade edebileceğin muhteşem firsatlar. Gördüğüm şey ise kadının kendini tek şekilde overtly seksi ifade edişi erkeğin ise sade oluşu, hatta kendini hiç ifade edemeyişi.

Başka kadın ifadeleri görmüş olsam veya erkeklerin de kendini overtly seksi ifade etmiş olduğunu görsem düşünmeyeceğim bu kadar. Niye kadın yine seyredilecek bir beden, bir obje oldu erkek de onu seyreden?  Ve niye tek tip kadın var yine?

Bu kadının seçimi demeyin seçim olsa başka ifadeler olurdu. Seçim yok ortada. Empoze edilmiş tek bir kadın ve erkek tipi var önümüzde. Ve niye bu rolleri, hem de geleneksel feminismin karşı olduğunu kadın ve erkek rollerini görüyoruz yine?

Bir zamanlar feminism "kadın ve erkek rollerini alt üst edeceğim, kadın beden değildir, obje değildir" demişken; şimdi feminism "kadın beden olmuş ise, obje olmuş ise bu onun seçimidir, bunda bir yanlışlık yoktur" der? Ortada bir seçim yok, yine oyuna geliyoruz.

Patriarchy'nin kadını görmek istediği yerdeyiz yine. Onca senedir karşı çıktığımız geleneksel rollere bu sefer kapitalism adı altında manipüle edilerek sanki gönüllü imişiz gibi mi giriyoruz?  Ve buna özgür seçim mi diyoruz. Bence uyanmanın vaktidir.

18 Haziran 2018 Pazartesi

Meme protestosu hakkında

Kadın memesi cinsel obje değildir diyip sonra kadın memesini bunu protesto etmek için kullanmak şeye benziyor. Kapitalisme karşıyım, protesto etmek için slogan buldum, bu sloganı bir t-shirte yazdım ve her bir t-shirtu £5'a satıyorum, herkes satın alsın, kapitalismi bitirelim.Kadın memesi batı medeniyetlerinde seksuel obje. Onu seksuel obje yapan ise kapitalism. Nereye bakarsanız bakın meme ilgi çekmek ve satmak için kullanılıyor. Meme seksuel obje değildir-i savunan  bir hareket memenin obje olarak kullanıldığı kapitalisme de karşı durmalı.

Veya...

Memenin cinsel obje olmadığı ama öyle görüldüğü durumları protesto edelim; memeyi kullanarak protesto edeceksek. Mesela annenin insan içinde bebeğini emzirmesini yasaklayan zihniyetten, mesela meme kanserini anlatırken meme gösterilmesini yasaklayan zihniyetten başlayalım.

Kadın memesi cinsel obje değildir diyip sonra kadın memesini bunu protesto etmek için kullanmak şeye benziyor. Kapitalisme karşıyım, protesto etmek için slogan buldum, bu sloganı bir t-shirte yazdım ve her bir t-shirtu £5'a satıyorum, herkes satın alsın, kapitalismi bitirelim.

16 Haziran 2018 Cumartesi

Meme ve protesto

Çıplaklık ve protesto konusunda yazmak istiyorum. Çıplaklık derken bunu kadın çıplaklığı ve erkek çıplaklığı demeden, ayırmadan söze gireceğim ama sonra tabii ki kadın çıplaklığına ve protestoya varacak sözüm. Bu konuya bakış açım tamamen feminist olacak. Bunu hemen not düşeyim.

Çıplaklık konusu karmasik bir konu. Kim tarafından, niye, ne zaman, hangi amaçla, hangi konuda yapıldığını çok çok iyi anlamak gerekiyor. Ve eleştirisini yaparken bu alt başlıkları iyice kurcalamak gerekiyor. Ne yazık ki birbirine girmiş, mesajın ne olduğu anlaşılmayan bir sürü protestoda kullanılmış çıplaklık. Ama en basit haliyle anlatmaya çalışacağım. 

Başlayalım. 

Çıplaklık konusunu ikiye ayırmak gerekiyor. 

Birisi, toplumun çıplaklık konusundaki yaptırımlarını ve anlayışını değiştirmek için yapılmış protestolar - ki bu grup çıplaklığın doğamızda olduğunu, çıplaklığın normal ve doğal olduğunu, çıplaklığın özgürlük olduğuna inanıyor. Nudist naturalist hareketler bunlara örnek, çıplaklar kampı gibi. Bu hareketlerde ve akımlarda kadın da erkek de çıplak kalıyor ayırım yapmadan. Yani cinsiyeti yok. 

Diğer çıplaklık ise, bir konuya dikkat çekmek için kullanılmış çıplaklık. Özetle bu türü protesto edilecek konu ayrı ama kullanilan yol çıplaklık diye isimlendirebilirz. Buna en iyi örnek ilk çıplak protestolardan birisi kadınlı erkekli 1903 yılında Kanada göçmen politikasını değiştirdi diye yapılmış çıplak yürüyüş olabilir. Bundan sonra çıplak protesto 1960'lı yıllara kadar görülmemiş. Ancak 1960'lı yıllardan sonra çıplaklık protesto için daha sıkça kullanılmaya başlamış. Mesela, savaş protestolarında kullanılmış çıplaklık - ki bu korunmasız savunmasız ve silahsızım karşında demek. Yine kadın da erkek de çıplak kalmış bir protestolarda. Başka örnek, Run of Nudes. İspanya'da boğaların  ve önünde insanların koştuğu meşhur festivali protesto etmek için festivalden iki gün önce yapılan bu çıplak koşu hayvan haklarına dikkat çekmek için 2002 yılında başlatılmış. Koşanlar yine kadınlı erkekli grup. Başka bir örnek World Naked Bike Ride. Amaçları çevreyi korumak için bisiklet sürmeliyiz. İstersen çıplak gel demişler, çıplaklığı zorlamamışlar ve katılanlar tamamıyle gönüllü hiç bir gruba dahil olmadan herhangi bir politik görüşü savunmadan sadece çevreci bir görüşe dikkat çekmek ve biraz da eğlenmek için yapmışlar bu çıplak protestoyu. Yine kadınlı ve erkekli yapılmış bir protesto yine.

Buraya kadar kadınlı erkekli çıplak protestodan örnekler verdim. Ama şimdi asıl konuya geleyim. Sadece kadının çıplaklığının protesto için malzeme olmasına. 

Sunulan sebepler ne, önce bunu açayım:

1. Kadın çıplaklığını (ama özellikle kadın memesini) protesto edilecek konuya dikkat çekmek için kullandıklarını söylüyorlar. Bizi görmelerini sağlamak çıplaklık ile mümkün oluyor, "Pankart açsak dikkat çekmeyecek, kadın memesini açınca veya kadın çıplaklığını kullanınca oldukça dikkat çekiyoruz" diyorlar. 

2.  "Kadın çıplaklığı ve kadın memesi cinsel obje degildir, cinsel içerik taşımamalı, insanlar kadın memesinden rahatsızlık duymamayı öğrenecek" ise öne sürülen bir başka sebep. "Kadın memesini ve çıplaklığını cinsel obje olmaktan çıkarma" hareketi diyebiliriz özetle. Bunlara örnek verecek olursak Breasts Not Bomps. Hem savaşa karşı durmak için kadın çıplaklığı (veya memesi diyelim) kullanılıyor, hem de erkekleri toplum içinde memelerini açabilmelerini ama kadın açamamasını protesto ediyorlar. Savaşı protesto için toplum tarafından kadının açmasına izin verilmemiş kadın memesi kullanılmış oluyor; iki ana amaç için. Arjantin'de yapılan başka bir protesto tek amaçlı, niye erkek toplum içinde memesini açabiliyor buna izni var ama kadın niye yasaklanıyor diyor bu grup ve bunu memesi acik kadin ile protesto ediyor.

3. Bir baska sebep ise, "Kadın vucudu, çıplaklığı, ne giyeceği ne giymeyeceği hep erkek karar veriyor ve yaptırımlar hep erkek tarafindan geliyor, biz de mememizi açarak kendi vücudumuz hakkında kendimiz kontrolu ele almış oluyoruz, yani vucudumuz hakkında karar veren biziz bu protestolarda". 

Şimdi eleştirim gelecek. Veya aklıma takılan sorular diyelim:

1. Önce meme ve çıplak kadın bedeni cinsel bir obje değildir diyorsun ve buna karşı geliyorsun. Ama sonra kadının çıplak bedeni dikkat çeker diyor (çünkü erkekler bakacaktır, erkeğin ve medyanın ilgisini çekmenin başka yolu yoktur) ve dolayısıyla kadının bedenini bir obje olarak kabul ediyor, kadının çıplak bedenini dikkat çekmek için kullanıyorsun. Çelişkiyi gördük mü? Yani kadın bedeni objedir diyorsun, onu bir obje gibi kullanıp dikkatini bu yolla çekerim diyorsun. Ama bunu kadın bedeni obje değildir diye yapıyorsun? Hmmmmm... 

2. Kadın memesi ve çıplaklığı cinsel obje değildir diyip sonra kadın bedenini obje haline getirmek şeye benziyor. Kapitalisme karşıyım bunu protesto etmek için bir slogan buldum. Bu sloganı bir t-hirte yazacağım ve her bir t-shirtu £5 pounda satacağım hem de globally vs vs. Karşı olduğun şeye karşı oldugun şekilde girmek bence bir çelişki. 


3. Konuya dikkat çekmek en önemli gaye midir? Bütün amacımız konuya dikkat çekmek midir? Konuya dikkat nasıl çekilir? Konuya nasıl dikkat çekesek çekelim her yol mubah mıdır? Meme açarak ve çıplaklık ile mi çekeriz konuya dikkati? Yoksa baska bir yolu var mıdır? Peki meme ve çıplaklık kullanarak dikkat çektik, ya sonra? Sonra ne oldu? Sonrasında ne var? 


4. "Dikkat çekmek için memenin (ve kadın çıplaklığının) kullanılması asıl konudan uzaklaştırıyor, asıl mesaj görülmüyor" diyenler de çokça, ben de katılıyorum buna. Sosyal medyada kadın memesi ne zaman açılsa kimsenin verilen mesajı konuştuğu veya konuyu tartıştığı olmuyor, ama meme günlerce tartışılıyor. Konuyu kimse hatırlamıyor ama memeyi herkes hatırlıyor, hatırlayanlar ve yorum yapanlar ise erkek çoğunluk.


5. Niye sadece kadının çıplak bedeni kullanıyor başka eleştirim. Protesto edilen konular siyasi ve sadece kadın bedeni kullanılıyor, niye? Belli bir zamana kadar erkek de katılmış iken çıplak protestolara niye artık sadece kadın protesto etmek icin memesini açıyor? Hatta bu karar Femen de olduğu gibi kurucularindan biri olan bir erkek tarafından veriliyor?  Meme protesto kararını ve taktiğini seçenin bir erkek olduğunu biliyor musunuz? (Bknz. Femen tarihcesi)


6. Ve protesto için kullanılan kadın çıplaklığı niye sadece belli bir vücuttan bedenden seçiliyor. Çıplak kalan kadınlar, meme açıp protesto eden kadınlar aynı tornadan çıkmış gibi - ince, güzel, genç, model görünümlü, ideal vücutlu, seksi vs vs. Memeli Femen protesosuna katılmak icin belli bir vücuda sahip olmanız bir ön koşul gibi gözüküyor?  

7. Şayet kadın memesi cinsel obje değildir diye bir düşünceyi tahrip etmek istiyorsak kadın memesinin cinsel obje olmadığı (mesela anne bebeğini emzirirken) ama öyle görüldüğü yerden başlamalıyız. Protesto buradan başlamalı.

8. Konuyu "Kadın çıplak kalınca tutuklanıyor, erkegin buna tahammulu yok" diye lanse ettirmek yanlış. Çünkü çıplaklık aslında "uygun" değil batı toplumlarında. "Indecency" adı altında bir suç ve cinsiyetsiz. Maç sahasına çıplak inen adam da tutuklanıyor mesela, pantolonunu indirip poposunu açan adam da. Sokakta çıplak bir adam görürsek o tutuklanır. 

Şimdiye kadar düşündüğüm bu. Aklıma takılan sorular bu. İleride belki de değişecek. Ancak şu sıralar sadece kadın çıplaklığının kullanıldığı protestolara karşıyım. Bakalım bakalım. 

13 Haziran 2018 Çarşamba

Ben

Müthiş gurur duyduğum bir şey oldu. Yazdiklarini "evet bu doğru, aynı fikirdeyim" diyerek takip ettiğim ve feminisme müthiş katkıları olan biri beni takip etmeye başladı. Takipçi sayısı fazla, takip ettikleri ise oldukça az. Bu yüzden de gurur duymadan yapamıyorum. Bu benim sanki doğru yolda olduğumu gösterir gibi. O yüzden diyorum ki istedikleri kadar linç etsinler, psikolojik baskı ve şiddet uygulasınlar, ben doğru yoldayım. Değişmeyeceğim. Yine bildiğim gibi yazacağım, doğruyu yazacağım. 

12 Haziran 2018 Salı

Detoxing

Detox yapıyorum. Sosyal medyadan uzakta tamamen kendime, ruhuma, kalbime dönüp kendime, hayatıma ve seçimlerime bakıyorum. Yepyeni bir kadın çıkıyor gibi. İçimden o yeni kadın çikar çıkmaz sadece onun doğruları ile yaşayacağım. O yeni kadın beni koruyacak yanlış seçimlerden, ayaklar altına alınmış gururlardan. Hissediyorum o çok çok güçlü ve kale gibi, demir gibi. Önce onu doğurmam gerek ve bunu her şeyden uzakta yapmam gerek.

4 Haziran 2018 Pazartesi

Hak sorumluluk özgürlük

Hak, sorumluluk ve özgürlüklerde cinsiyet olmamalı. Örnek verecek olursam.
Hak, eğitim. Kadın da erkek de okula gidebilmeli, aynı sebeple.
Sorumluluk, askerlik bir sorumluluk ise kadın da askere alınmalı.
Özgürlük, cinsellik özgürlük. İkisi de aynı özgürlüğü yaşayabilmeli.
Ancak hak, sorumluluk ve özgürlük talep edilmeden (veya verilmeden) önce içindeki erdemli davranış tartışılmalı. Mesela askerlik doğru mu? Mesela, cinsel özgürlük içinde koşullar ne? Mesela nasıl en doğru eğitim ve öğretim? Ve bütün kararlar cinsiyetsiz ve akılcı verilmeli.

30 Mayıs 2018 Çarşamba

Tek eslilik

Tek eşli olmamız doğamıza aykırı. Ancak tek eşli olmayı seçebiliriz, sadık kalmayı başarabiliriz. Sadık kalmak ise aklımızdan kimsenin geçmeyeceği anlamına gelmiyor.

Analogy yapacak olursam, bu şöyle bir örnekle açıklanabilir gibime geliyor: Vegan olmayı ethical olduğu için seçmiş olabiliriz. Ancak çok nadir canımız peynir çekebilir. Ama canın peynir istedi diye vegan oluşunu sorgulayacak veya vegan olmaktan vazgeçecek değilsin.

Karalamak

Politik hayatta çok olur. Kendilerine engel teşkil eden parti başkanını kendi politikaları, manifestoları veya karizmaları ile alt edemeyeceğini anlayan parti gider halkın önünde bu parti lideri ile ilgili olumsuz bir karakter yaratmaya çalışır. Başka yolu yoktur.

Mesela aklıyla bir sorunu var der, mesela psikolojisi bozuk der, mesela güçsüz, hasta der, mesela ahlaksız der. Ima eder, manipüle eder halkı, medyayı kullanır filan filan. Ancak argumana bir sey soyleyecek gucu akli zekasi yoktur. Sen de aptal birisi isen yersin bunlari.

Inanilmaz derecede ise yarayan alcakca bir stratejidir bu muhalefet sesi yikmak icin. Halk cahil ise ise yarar. Ne yazik ki bazilari adil bir sekilde tartismaya girmez, adil sekilde yarismaz.

Sadece abes


"Türkiye'de kadının eğitim alması ve ekonomik hayata atılıp ekonomik bağımsızlığını kazanması zor" diyerek kadının eğitim ve ekonomik hayatta kazanılımı üstüne yoğunlaşmadan sadece cinsel özgürlüğü üstünde tartışmak abestir ve bir fallacy'dir.

Cinsel özgürlük için kadının eğitimli ve ekonomik olarak bağımsız olması şarttır. Yoksa sadece saklanarak ve yalan söyleyerek cinsel özgürlük (!) yaşanacaktır ve bu özgürlük değildir maalesef.

27 Mayıs 2018 Pazar

Demokraside azınlık

Demokrasi azınlık konumunda olan grubun çoğunluğun fikrini değiştirebilme özgürlüğünün olduğu bir sistem ise (ki buna inanıyorum) aynı demokrasinin bazı sesleri kısması doğru mudur? Mesela faşist right wing neo nazi grup yürüyüş yapmak istese, manifesto paylaşmak istese olur mu?

Bu ülkede buna izinleri var ancak halktan çok tepki alıyor. Sebebi içinde nefret söylemlerinin olması. Peki izin verilmese, bu özgür olarak fikrini söyleme hakkının elinden alınması mıdır?

Şiddet

İçimde şiddet olan mesajları, cümleleri, twitleri bence ciddiye almalıyız. Belki Türkiye'de "seni öldürürüm lan" cümlesi ciddiye alınmıyor ama bu ülkede ve Amerika'da ciddiye alındığı ve söylediğiniz için başınızın bir hayli belaya gireceği bir cümle olduğundan eminim.

"Ne var ciddi ciddi öldürmeyecek ki sen de saçmalama" demeden önce dikkatlice düşünmelisiniz. Şayet şiddete karşı iseniz içinde şiddet içeren her şeye karşı olmanız gerektiğini düşünüyorum.

Kaldı ki bir şeyin şiddet sayılabilmesi için illa ki fiziksel şiddet içermesi veya eyleme dönüşmüş olaması gerekmiyor.

Anlayamadığım şey ise burada bazı  feministlerin kadına şiddete karşı çıkmaları, kadına şiddet içeren mesajı gayet ciddiye almaları - ki buna katılıyorum, ancak kendilerinin başka kadına şiddet uygulamaları ve şiddet içeren bir şeyi paylaşan erkek arkadaşları ise bunu savunmaları

Şiddet nefret içeren twit, mesaj, cümle şiddettir. Bunu kim söylerse söylesin. Bunun özgür ifade ile de bir alakası yoktur. Rica ederim iki yüzlü olmayın.

Lincin sebebi

Annesi babası ile yaşayan, daha okulunu bitirmekten aciz, dışarı çıkarken babasından para alan, cinsel özgürlüğünu bir barın tuvaletinde barmenle yaşadığını düşünen ve bunu feminism sanan minik kızımıza önce okulunu bitir ve ekonomik bağımsızlığıni kazan dedim.

Kadının asıl güçlendirecek şeyleri (eğitim, ekonomik bağımsızlık) beceremediginden elindeki tek şeyi, casual seksi, tabii ki matah bir şeymiş gibi gösterecek bu minik kadın. Ancak onu da elinden aldım bir floodla. O yüzden bana çok bozuk yeni yetme feminist.

23 Mayıs 2018 Çarşamba

Reaksiyon duygular

Bir insanın olmazsa olmaz dediğimiz duygulardan geçmesi gerek. Reaksiyon duygular bunlar. Mesela haksızlık karşısında insan sinirlenir, üzülür. Sen sinirlenme üzülme diyemezsin. Bu normal reaksiyonu engellemek yanlış olur. Veya üzgün olan bir insan tabii ki ağlayacak.

Hissettiğimiz duyguların adını koymalı ve dibine kadar hissetmeliyiz, buna izin vermeliyiz. Yoksa büyür, yoksa daha da acıtır, yoksa bir yerden başka türlü çıkar. Duygulardan korkmak saçma. Göstermekten kaçmak da öyle.

"Büyüklük göster, aman sen ona benzeme, ağlama önünde, zayıf olduğunu gösterme, çok güldük başımıza bir şey gelecek".... ne saçma cümleler....

Duyduğumuz için, hissettigimiz için kendimize kızmamız, kendimize yasak getirmemiz ve kendi özgürlüğümüzü kendimizin kısıtlaması ne saçma. Bırak yahu hisset: üzüldüysen ağla, mutluysan gül, kızgınsan tekmele o yastığı. Ben iyi hissetmiyorum diyebilmeli insan.

Belki de mutsuzluğun sebebi hissedememek.

Fallacies

Bak şimdi düşünme biçiminde bazı yanlışlar var. Doğru, düz, analytical, ve critical bakmamız gerekirken bazılarımız, ne bazısı yahu çoğumuz diyelim, bu tür düşünme şeklinden sapıyor. Adı fallacy İngilizce'de. Düşüncede sapmalar.

Durum böyle olunca kurduğun argüman yanlış oluyor veya hiç argüman bile kuramıyorsun. Bazı argümanlar özellikle fikrini değiştirmek, seni manipüle etmek için bilinçli olarak fallacy üstüne böyle kuruluyor bazıları da cahillikten, dikkatsizlikten veya tembellikten

Hasty generalization. Önündeki küçük örneğe dayalı ama daha genel ve bütün grup hakkında bir sonuca varmış argüman. Mesela "kadınlar spor yapmaz", "erkekler matematikte daha iyidir", "Amerikalılar gürültücüdür", "Türk erkeği sarışın sever".

Post hoc (false cause): bir şey olduğunda başka bir şey oluyorsa bu o olan şeyin nedeni değildir. Mesela: "Yemek yapıyordum, Ayşe aradı, ocaktaki yemeği yaktım, hep Ayşe'nin yüzünden o yemeği yaktım". Hayır o yemeği dikkatsizligin yüzünde yaktın, Ayşe aradı diye degil.

Slippery slope: şayet bunu yaparsak şu olur diyen argüman ki iki şey arasında bir ilişki yoktur. Mesela: "ot içmeye başlarsan eronine de başlarsın", "eşcinsel evliliklere izin verirsek ensest evliliklere de izin vermemiz gerekecek", "eğer buraya cami açarsak yakında şeriat gelir"

False analogy: karşılaştırması yapılan iki şey farklıdır aralarında bir ilişki olması mümkün değildir. Elma ile armut konusu işte. Mesela: "tek çeşit yemek yemek bir süre sonra sıkar, dolayısıyla tek eşlilik de sıkıcıdır. Bu yüzden evliliğe karşıyım".

Ad populum: Herkes inanıyor, herkes yapıyor diye o şeyin doğruluğu savunmak ve böyle argüman kurmak. Mesela: "yüzyıllardır et yiyoruz vegan olmak doğamıza aykırı", "sünnet adettir, tanrı emretmistir o yüzden doğrudur", "evlilik çocuk içindir o yüzden eşcinsel evlilik yanlıştır".

Ad hominem: Kurulmuş argümana bir şey söyleyememek çünkü yetersizdir onun yerine karaktere kişiliğe görüntüye hakaret etmek. Mesela "Türkçe yaz feminism kelimesini, ne ukalalık taslıyorsun", "aldatıldın herhalde ondan seksi kadına düşmansın", "tipe bak bundan akademisyen olmaz".

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Başka feministler

Middle class, paranın başkasından geldiği, çoğunluktan çıkmış ayrıcalıklı kadının cinsel özgürlük peşinde koşması ve bunu feminism sanması belki de doğal.

Toplum içinde en aşağı sınıfta olan ve yukarıya çıkmasının önüne geçilmiş kadının eğitimi ve ekonomik bağımsızlığı onun için önemli bir konu değildir büyük ihtimal. İşte bu feminist ile son zamanlarda bir sorun yaşıyoruz.

Ben toplumun en içler acısı durumundaki kadınla çalışıyorum, onlara kalkıp da önünüze gelenle seks yapın diyebilecek kadar kör değilim. Bu kadınlar dil öğreneyim, hayatta kalayım, oy vereyim belki iş bulurum, şiddetten nasıl kurtulurum derdinde.

Bara gidip istediği ile seks yapma konusu, cinselligini tanıma uzak. Cinselligine en yakın konu zorla evlendirmeye çalıştıkları adamla evlenmek istemiyorum. Veya artık çocuk doğurmak istemiyorum. Veya kendi başıma çocuklarıma nasıl bakarım.

Bir böyle feminism var, kadının en doğal haklarını savunan, kadının birey olmasının peşinde koşan; bir de ayrıcalıklı kadının gördüğü cinsel özgürlük ağırlıklı feminism var.

Bölünmeler

Bir toplumun en büyük düşmanı içinde birbirine düşman grupların oluşmuş olması. Bir toplumu alın onu gruplara ayırın; bir grubu ezin, bastırın ama ötekine ayrıcalıklar verin; bir grubu ötekileştirin, dahil etmeyin, dışarıda tutun o zaman bitmişsiniz demektir.

Aklı olan devlet insanı şimdiye kadar içeri dahil edilmemiş grupları içeri alacak olanaklar, fırsatlar yaratır; durumu eşitlemeye çalışır; çok seslilikten korkmaz.

Bu söylediğimi isterseniz feminisme vurun, isterseniz mülteci ve göçmen konusuna, isterseniz etnik gruplara ve siyasi kararlara, isterseniz ırkçılık milliyetçilik faşizmin sosyalizm capitalism konusuna; isteseniz demokrasiye. Sonuç aynı: Dahil et, eşit fırsat yarat, sesini kısma.

12 Mayıs 2018 Cumartesi

50 shades of Turkish feminists

Türkiye'den çıkmış feministleri kategoriye ayırdım. Gruplar tamamen twitter'da gözlemlediğim feminist gruplar ve elbet de başkaları vardır. Hatta bazıları iç içe geçmiş olabilir. Ama şu ana kadar durum bu. İsteseniz ekleyin.

Buyrun....

1. Çözümcü feminist: Gerçekten bu işi bilen, konu hakkında derin bilgisi olan, gerçek peşinde, en doğruya yakın yerde, çözüm bulmak amacıyla hareket eden feminist. Üstüne düşünmüştür detayların ve sorgulamıştır. Okuduğunu anlayan bu feminist dialog içindedir, zaten argümanları test eder, gelip çatır çatır konuyu tartışır. Diğer tarafı görmeye çalışır ve en doğru çözümün peşindedir. Konuya kişisel değil, global bakar. Bütün kadınları içine alır. 

2. Ezberci feminist: Bir şeyler okumuştur ama anlamamıştır. Bildiği, duyduğu bir kaç slogana takılı kalmıştır. Ötesine geçemez. Neyi niye söylediğini de bilmez. Argüman da kuramaz. Genelleme yapar, işin öteki tarafını veya detayını görmekten acizdir. Sorulan soruya verilen cevap hep aynıdır. 

3. Sanane-ci feminist: Sorduğunuz söylediğiniz her şeye "sane ne, bu benim özgürlüğüm" diye cevap veren bu feminist de detaya inmekten acizdir. Alabileceğiniz tek cevap "sana ne"'dir, ötesine geçemezsiniz. Bu feminist genelde yediği haltların üstüne örtmek için feminismi kullanır. Kendi davranış biçimini sorgulamaktansa kolayı seçip feminismden çaldığı "sana ne, bu benim özgürlüğüm" demeyi seçmiştir. Zora gelemez. Öyle detay üstüne düşünecek enerjisi ve kapasitesi yoktur. 

4. Erkek çıkana kadar kız kardeş feminist: Dıştan bakıldığında feminist söylemler veren bu feminist erkek çıkana kadar feminist kalır. Aynı erkeği istediğinde diğer kadına orospu diyebilecek kadar, onun kuyusunu kazabilecek kadar ve arkadaşının elinden sevgilisini alabilecek kadar feministtir. Kız kardeşlik işin içine penis girince değişir. 

5. Bana-feminism-sana-nah feminist: "Bana karışma, istediğimi giyerim, bu benim özgürlüğüm" der ama başka kadının giydiğine karışır. "İstediğimi söyleyebilirim" der ama başka kadının bir şey söylemesine izin vermez. Kadına şiddete hayır der ama başka kadını dövmekle tehdit eder. Saldırgan bir davranış içindedir. Alay ve hakaret onun için olağandır. Ancak içindeki iki yüzlülüğü görmekten acizdir. Savunduğu şeye ters geldiğini ve başka birisine savunduğu şey üstünden saldırdığı bir türlü aklına gelmez. 

6. İşemeye el tutuşarak giden feminist: Tek başına bir şeyi savunacak bilgisi tecrübesi yoktur. Ama arkadan gizli gizli gruplasarak ve anlaşarak ve liderinin kendisine tembih ettiği ve tekrar ettirdiği kelimeleri, cümleleri kurarak çoğunlukla başka feministe veya nadiren başka adama saldırır. Hakaret ve küçük düşürücü şeylerle gelir, kesinlikle argümanı tartışacak en ufak bir bilgisi tecrübesi yoktur. Emir kulu feminist de diyebiliriz bu feministe. Tam olarak neyi savunduğu zaten meçhuldür. 

7. Ağlak feminist: İçinde bulduğu durumun bütün suçunu topluma ve erkeğe atar, bütün suç toplumun ve erkeğindir ama kendisine hiç bakmaz, asıl yapması gerekeni yapmaz, kendisinde asla suç aramaz. Kafasında özgürlük modeli yoktur, bir seyler yapmak, durumu değiştirmek, kendine yetebilmek niyetinde de değildir. "Ama toplum şöyle, ama ama erkek böyle" cümlesini durmadan tekrarlar ve çoğunlukla işin içinden acıtasyon yaparak çıkar. 

8. Bar feministi: Casual seks isteyen bu feminist bunu söyleyemez de onun yerine cinsel özgürlük diye bir takım feminismden çaldığı sloganları kullanır. Feminismin başka konuları onu ilgilendirmez. Seks dışında olanlarla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Sorsan söyleyemez. Çok seks yapan kadına feminist der, seks istemeyen kadın feminist değildir olsa olsa yobazdır onun gözünde. 

9. Dışım feminist içim patriarchy feminist: Dıştan feminisme ait sloganlar atan bu feminist aslında erkeğin, patriarchy'nin onu görmek istediği yerdedir ama bunun farkında değildir.  Ancak işine geldiği için bu davranış biçimini seçen ve sorgulamak istemeyen bu grup feminist feminismin içini boşaltır. Özgürlüklerini bedenini, seksini kullanarak elde edebileceklerini savunur, başka kadını ezer, "seksi ol da erkek kaçmasın" diyebilecek kadar konudan uzaktır. Yani feminismin çıkış noktasına karşı davranışlar sergiler. 

10. Dışım feminist içim misogynist feminist: Bu feminist gider başka kadını düşman görür ve ona saldırır, hakaret eder. En büyük düşmanı bu başka kadındır. İşin uzağını ötesini göremez. Kapanan kadın, anne olan kadın, bakire kadın düşman seçilmiştir ve her türlü hakareti hak eder bu kadın. 

11. Erkek yaparsa ben de yaparım banane feminist: kendine göre erkek (!) davranışını tanımlamış ve feminismin sadece erkek davranışı taklit etmek olacağını düşünen feminist. "Bana ne erkek yapıyorsa ben de yaparım" diyen bu feminist sergilemiş olduğu davranışı sorgulamamıştır, erkeğin yapıyor olması ve davranışın topluma aykırı olması onun için yeterlidir. Erkek küfrediyor bana ne ben de küfür edeceğim, erkek önüne geleni beceriyor banana ben de becereceğim, erkek aldatıyor bana ne ben de aldatacağım, erkek kadını obje gibi görüyor bana ne ben de öyle göreceğim, erkek popoya dokunuyor bana ne ben de erkeğin poposuna dokunacağım ilkesi ile sadece boktan davranışları kendine model alan bu feminist niyeyse erkek gibi ben de eğitimimi alacağım veya ekonomik bağımsızlığımı elde edeceğim demeyi aklına getirmez. 

12. Otlakçı feminist: Feminism içinden işine gelen sloganları alır, bolca kullanır, elini kolunu sallar, saldırır ama kendine özerklik ister veya içinde bulunduğu durumun feminism ile çeliştiğini farketmez. Kahrolsun patriarchy der ama babadan para ister; eşitlik ister ama otobüste yer verilsin de ister; eşitiz der ama yemeğinin hesabını erkek ödesin de der. 

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Sex negative değilim.

Sex positive konuların içine şartlar koyuyorum diye bana sex negative diyemezsin. Dersen bu konular hakkında bir bilgin olmadığını veya konuyu kişisel aldığını düşünürüm.

Ben tam tersi sex positive bir yaklaşım içindeyim.

Mesela bdsm normal ve herkesin doğasında var, yaşamak isteyen yaşamalıdır, bu konuda bilgiye dayalı siteler clublar açılmalıdır diyebiliyorum, sen diyebiliyor musun?

Ben cinsel kimliği ne olursa olsun o insana aşık olabilirim çünkü cinsel kimliğin bir önemi yoktur diyebiliyorum, sen diyebiliyor musun?

Ben evlilik cinsel kimliği ne olursa olsun her insanın en doğal hakkıdır, kabul edilmelidir diyebiliyorum, sen diyebiliyor musun?

Ben swinging, group sex, cuckfold, open relationship, polygamy'i isteyen yaşasın diyebiliyorum, sen diyebiliyor musun?

Ben karşılıklı onayın içinde olduğu, sorumluluğu alınmış, üstüne düşünülmüş, manipüle edilmemiş, bilinçli özgür her seçimin yanındayım. Bu seçimin içine senin küçük gördün sapık dediğin insanı da alıyorum. Sen ise sadece "kadın önüne gelenle yatsın, çok seks yapsın" diyen cinsel özgürlüğün yanındasın. Hangimiz sex positive tartışmayalım istersen.

8 Mayıs 2018 Salı

Onay, bilinçli özgür seçim, ethics, morality, sorumluluk ve global bakış açısı

Her özgürlük içinde almazsa olmaz maddeler var. Özgürlük yaşamadan önce düşünmemiz gereken şeyler var.

* Onay (consent)
* Bilinçli özgür seçim (conscious free and sane choice)
* Ethics, ahlak, erdem, kişisel prensip, istek (ethics ve morality)
* Sorumluluk (responsibility)
* global bakış açısı (global view)

Bu maddeleri sex positive feminism içindeki sub konulara vurarak test edeceğim.

İlk konu: seks

Iki yetişkin insanın karşılıklı onay vermesi şart. Yetişkin diyorum bu önemli bir kelime. Onay diyorum, onayı bilinçli ve manipüle edilmeden özgürce seçerek  vermeliyiz. "Ama hayır demedi" demeyeceğiz açık açık karşımızdaki insanın "evet demesi gerekiyor. Bu evet kelimesini duymadan olmaz. Alkol almış isek manipule edilme ve bilinçli karar vermemiş olma ihtimalimiz var. Alkollü kadınla seks yapmak da yanlış. Çünkü bilinçli onay konusunda kesin emin olmanız imkansız. Alkollü kadınla seks yaşamamak daha doğru. Ve birisi sizi zorluyor ise asla evet dememeniz gerekiyor. Birisi öyle istiyor diye de cinsellik yaşanmaz. "Beni seviyor olsaydın sevişirdin" olmaz. "Ama kaç kaşındasın yapsana" olmaz. "Herkes yapıyor" olmaz. Baskı altında hissediyor isen büyük ihtimalle yanlış.

Sorumluluğunu da almış olmak gerek. Cinsel yolla geçen hastalıklar, istenmeyen hamilelik, condom kullanmak bu sorumluluk içine giren şeylerden. Başka sorumluluk ise sonrasında ne hissedeceğin. İçinde bir yerlerde sana uymuyor ise yapma. Kendi duruşuna prensiplerine uymuyor ise yapmak zorunda değilsin.

Sex positive içinde çok seks yok ama  kendi cinselligini, kendi kimliğini tanımak, bilmek önemli. Her iki cinsiyet için.

Ortak nokta yok

Beş gündür süren linç sonunda Türkiye'deki feminist düşünceye asla güvenim ve itimatımın kalmadığını ve söyleyecek bir şeyimin olmadığını gördüm. Anlaşılan o ki Türk kadını erkeğin onu görmek istediği yerde olmaktan çok mutlu. Hatta bununla gurur duymakta.

O yüzden haremde kalsın başka kadınlarla yarışarak ve sırtından bıçaklayarak, sultanın ilgisini seks yoluyla çekmeye ve geleceğini güvence altına almak için de bir erkek çocuk peydahlamaya çalışsın.

Ve haremde bolca yemek yiyebildigi, bir eli sıcak suda bir eli soğuk suda olduğu için de sevinsin hatta kendini dışarıdaki kadınlardan üstün görsün ve bunu bir halt sansın.

Hedef göstermek, küçük düşürmek için bütün argümanı göstermeyen, önce bloklayıp sonra aldığı screenshot üstüne içinde bol hakaretli yorum yazan, bloguma kadar giren oradan alay edilecek cümleler bulan Türk feministi benimle dialoga girmek niyetinde olmadığını ispatlamıştır.

Aklım başıma gelsin diye diğer feministler adına beni evire çevire dövmek isteyen, fake hesaplarla haddimi bildirmeye çalışan, küfür eden Türk feministi zaten ne dediğini, neye inandığını da bilmiyordur. Böyle kadınlarla konuşalacak tartışalacak bir şey kalmamıştır.



6 Mayıs 2018 Pazar

Haremdeki kadın

Sultandan erkek çocuk peydahlama şansını verecek tek gece olasılığına sevinen haremdeki köle kadına harem esaret, haremden çık demeyeceksin. Öğrendik.

Beş gün süren bir linç sonunda Türkiye'deki feminist düşünceye asla güvenim ve itimatımın kalmadığını ve söyleyecek bir şeyimin olmadığını gördüm. Anlaşılan o ki Türk kadını erkeğin onu görmek istediği yerde olmaktan çok mutlu. Hatta bununla gurur duymakta. O yüzden haremde kalsın başka kadınlarla yarışarak ve sırtından bıçaklayarak  sultanın ilgisini seks yoluyla çekmeye çalışsın ve geleceğini güvence altına almak için de bir erkek çocuk peydahlamaya çalışsın. Ve haremde bolca yemek yiyebildigi, bir eli sıcak suda bir eli soğuk suda olduğu için de sevinsin hatta  kendini dışarıdaki kadınlardan üstün görsün ve bunu bir halt sansın.

5 Mayıs 2018 Cumartesi

Kadının cinsel özgürlüğü ve dikkat çekecek noktalar

Kadının cinsel özgürlüğü ahlaki bir konu mudur yoksa feminist mi? Ben feminist açıdan ele alacağım. Ama siz benim argümanı saptırmak için beni ahlak delisi ve slut-shaming kadın olarak ilan edeceksiniz. Ama ben yine de söylemek istediğimi söyleyeceğim.

Sizin cinsel özgürlük dediğiniz şeyden en çok erkek faydalanıyor, ama siz bir sey kazanmiyor hatta tam tersi manipüle ediliyor ve kullanılıyor iseniz bir daha düşünün o özgürlüğü. Mesela yazın Türkiye'ye tatile gelen kadın ve barman örneği. Kadın sarhoş olur, Türk barman gelir, kadınla adam tuvalete gider, adam iki dakika sonra memnun çıkar, kadın tersi. Kadın burada cinsel özgürlük mü yaşadı? "Istedigi bu sana ne, kendi kararını verdi, sana bok yemek düşer" diyebilirsiniz, bir yere kadar haklı bir çıkış olabilir bu, ama biraz açalım. Mesela sizce bu kendi özgür seçimi miydi? Sarhoşken alınmış karar ozgur seçim olabilir mi? Manipule edilmis olabilir mi? Tatile çıkan kadın seks yapar klişesinden geçmiş olma olasılığı nedir? Bir de şu örneğe bakalım: Bir kadın bara gider, biri ile tanışır, adam hoşuna gider, adamı arzu eder, karar verir, gecelik yaşar seksini, gayet de iyi gider seks, hazzını alır filan filan. Aradaki fark ne? Hangisi cinsel özgürlük hangisi değil?

Cinsel özgürlük dediğiniz şey erkeklerin size oynadığı bir oyun olmasın bunu da düşünmek lazım. Bazen cinsel özgürlük dediğimiz şeye kuşkuyla bakıyorum. Hippielerin dayattığı free love erkek oyunu olabilir mi mesela? Hiç bir sorumluluk almadan yaşanan cinsel özgürlükten kadın ne derece yaralanmıştır? Sizce feminist bir akım mı? Erkek "hadi acid yapalım, kafamızı bulalım, bugün buradayım, yarın yokum, yerime başkası gelir, yarın baska kadınla sevişirim, kimse kimsenin değil, sadece sevişelim, doğuracağın bebek hepimizin" demiş, kadın oyuna gelmiş gibi. 70lerde yaşanan free love sonrası "will you still love me tomorrow" gibi kadın müziğinin gelmesi ilginç. Sizce kadın free love akımını sevdi mi? Tabii böyle düşünmeyen ve gerçek feminismin bu dönemde yaşandığını düşünen oldukça fazla. Kadının cinsel aktivitelerini feminism ile bagdastiran birisi iseniz böyle görme olasiliginiz fazlaca. Ya hookup culture? Sizce kadın hookup culture denilen şeyin içindeki tanımadığı adamla duygusal beraberliğin ve sorumluluğun olmadığı seksi seviyor mu, sevdi mi? Bu da bir oyun olmasın? Ve kadın bu oyunu oynayabiliyor mu? Bir sürü yazı var bu konuda bazıları bu feminism diyor bazıları ise kadının bu tür bir ilişkiye girmesini ne kadar feminist olduğunu göstermek istemesine, veya casual seks yasamak zorunda olduğunu hissetmesine, veya belki sonrası güzel bir ilişki gelir umudu taşıyarak girdiğine ama aslında mutlu olmadığına istediğinin bu olmadığına  inanıyor. Kadının casual seks yaşamasını feminisme bağlamak doğru mu? 

Bir de aslında erkeğin kurduğu sisteme mi iştirak ediyorsun onu da düşün. Mesela gayriciddi bir gazetenin üçüncü sayfasında meme gösteren kadın sence cinsel özgürlük mü yaşıyor yoksa erkeğin tam da onu görmek istediği yerde ona hizmet mi ediyor? Erkek için erkek tarafından çekilmiş pornoda ağzına yüzüne beş penis sokulan kadın erkeğin kurdugu sisteme istirak etmiyor mu? Kendi özgür ve bilinçli seçimini mi yaptı burada? Önünde binlerce seçim vardı da pornoda oynamayı mi seçti. Pornoyu seçti ise bunu niye seçti mesela?


Veya erkek daha ayrıcalıklı bir konuma geçiyor olabilir mi senin cinsel özgürlük dediğin şeyde? Mesela evli veya sevgilisi olan erkekle seks yaşayıp öteki kadını aşağılıyor isen yine cinsel özgürlük yaşamıyorsundur. Eşine yalan soyleyebildiği ve sadece kendi istedigi zamanlar seni gören bir adamla cinsel özgürlük yaşama potansiyelin var mı? Sadece seks yasamak, ne koşullar altında olursa olsun, cinsel özgürlük müdür? Ilişki yaşadığın adam ise daha ayrıcalıklı konumda farkında mısın? 


Senin kadının cinsel özgürlüğü dediğin şey başka kadına ne yapıyor bir de buna bak. Başka kadına zarar verecek bir davranış mı sergiliyorsun, başka kadını yaralıyor olabilir misin? Senden sonraki gelecek kadinin kuyusunu kaziyor olabilir misin? Promosyon aldın, bunun için müdürle yattın diyelim. Senin gibi iki kadın daha yaptı aynısını, sence senden sonra gelecek kadına ne olacak? Ofisteki kadın hakkında bir yargı yaratmış olabilir misin mesela? 

Bu soruları düşündükten sonra o özgürlük dediğin şeye özgürlük diyecebilecek misin bakalım.

Cinsel özgürlüğe karşı değilim, tam tersi bütün kalbimle destekliyorum. Ama içinde dikkat edilmesi gereken şeyler var.

Cinsel özgürlük için iki yetişkin insanın karşılıklı onayı şart. Önüne kadar gelen bir sürü seçenekten manipüle edilmeden kendi özgür iraden, bilincin ve kararın ile seçim yapmış olman şart. Ve mutlaka her özgürlüğün sorumluluğu üstüne düşünmelisin ve öyle karar vermelisin. Konuya ethical ve başka kadınları da içine alan global bir bakış açısı ise paha biçilmez.

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Cevap

Feminismin belli kaideleri var, bir çerçevesi var. Ama içinde sex wars dediğimiz bir savaş ve belli konularda (sex positive, pornography, BDSM, sex işçiliği vs) birbiriyle çelişen saflar var. Hepsini oku. Bu konularda iki karşıt grup ne diyor hepsini öğren. Ve sonra kendine bak.
Sen nerdesin onu sorgula. Bir konuda bir safta olman ama öteki konuda başka bir tarafta olman mümkün. Kendine göre bir çerçeve oluşacaktır zamanla. Bu normal. Zamanla değişmesi de doğal.
Ama normal ve doğru olmayan ne biliyor musun? Feminismin bir yerini alıp  ve bunu manipüle edip kişisel çıkarların için kullanman. Ve söylenenler  kişisel çıkarlarına dokunuyor diye öteki feminisme ağzından akarak pack olmuş itler gibi saldırman.
Bir feminist fikri savunup onu yediğin her halta, işine öyle geliyor diye, tamamen kişisel çıkarlar uğruna battaniye gibi kullanman.
"Ben özgürüm, bana karışamazsın" diyorsun ama başka kadının özgürlüğüne küfürler savuruyorsun. "ben mini etek giyerim, sana ne kıyafetime karışamazsın" diyorsun ama örtünmüş kadına yobaz, başını yarı açmış bir kadına da "bu ne biçim baş bağlama" diye eleştiri yapabiliyorsun.
Feminismin öteki tarafını göstermeye çalışan kadına saldırıp susturmaya çalışan ve onu hedef gösteren sözde feministtir ve feminismin asıl kaidelerini ezmiştir. Ve bu gibi feministler ile yolum ayrıldığı için aşırı mutluyum. Buna vesile olan twitime de teşekkür ederim.

30 Nisan 2018 Pazartesi

Bir daha anlatayım

Bak şimdi en basitinden anlatmaya çalışacağım. Erkek hiyerarjisi ne, patriarchy ne, feminism nerede duruyor, amaç ne, kime ne oluyor vs vs vs.
Bir doğru düşün bu doğrunun üstünde değerler olsun. Doğrunun en nirvanasında bütün yıldızları toplamış paralı, yakışıklı, güçlü, başarılı beyaz ırktan gelmiş acımasız erkek olsun. Ve bu erkek "Ben en üstteyim, en üstte olmak için bunlara sahip olman şart desin".
Sahip olman gerekenleri de kendisi tanımlamış olsun ama. Mesela başarı nedir onun tanımını yapsın. Zeka ne, akıl ne, güzel ne, estetik ne, güç ne hepsini kendisine göre tanımlasın. Kendi yerini korumak için de kanunlar, kurallar, tanımlar, normlar çıkarsın. Buraya kadar tamam mı?
Sonra bu doğru üstüne belirli grupları koysun. Mesela beyaz olmak önemli olsun, para önemli olsun, fiziki üstünlük önemli olsun, erkek olmak önemli olsun. Bu durumda fakir beyaz erkek biraz aşağılarda, Afrikalı fakir erkek en aşağılarda ama en aşağıda fakir Afrikalı kadın olsun.
Bu hierarchy içindeki kadının konumunu yükseltmek için ise yapacağı iki şey olsun. Bir, en yukarıdaki erkeğin ilgisini çekmek - çünkü yanına alacaktır onu ve bunu ya onun götünü yalayarak ya da seksini kullanarak yapacaktır. Iki, en üstteki erkek gibi davranmak.
Zaten başka türlüsüne izin vermeyecektir en üstteki erkek. Bazı kadınlar ya seksini kullanarak ya da  erkekleşerek(!) konumlarını yükseltecektir. .
İşte tam burada feminist kadın devreye girecektir. Diyecektir ki "ben senin bu hiyerachy'ni yıkarım, derecelerini de tanımladığın her şeyi de sorgular değiştiririm, sonlara koyduğun kadını da güçlendirmek için o iki yoldansa başka bir yol bulurum.
Oldu mu şimdi? Anladık mı?
Niye estetik, normal, güzel, seksi, dediğimiz şeyleri sorguluyorum, niye  "kadın dediğin/ erkek dediğin" diye başlayan cümleleri eleştiriyorum, niye eğitim de eğitim, eşit firsatlar diyorum, niye cinsel özgürlük konusuna olsun dikkatli yaklaşıyorum, niye kadına obje olma bence, erkeğin seni görmek istediği yerde misin bir sorgula diyorum anladık mı?
Niye patriarchy'e iştirak eden kadın vardır diyorum, niye yanıma bu hiyerachy içinde ezilen erkeği de lgbt'yi de alıyorum anladık mı?
Hazır buradayken İncel adamları da anlatayım. Hani şu "kadınlar benimle seks yapmıyor, gidiyor alpha'ya veriyorlar, oysa bu benim de hakkım çünkü erkeğim, bana da vermeleri lazım, vermiyorlarsa gider alırım ve bu tecavüz değildir, kadınların hepsi orospu ölsünler" diyen erkekler.
Incel adamlar bu hiyerachy içinde alttalar. Ve önlerinde kadınlar var. Erkek oldukları için kadınların hiyerachy içinde yükselmelerini istemiyorlar. Hatta hiyerachy içinden atmak istiyorlar. Alpha'nın dikkatini çeken kadına ise aşırı nefret duyup bunu kadına nefrete çevirmişler.

Iyi insan olmak

Bir din, bir inanç "iyi insan ol" dedi diye değil de; mantığımla, kalbimle, ruhumla, vicdanımla iyi insan olmak istiyorum.

27 Nisan 2018 Cuma

Maskülen harekete cevap

Bak ben "erkek ölsün, bütün sorun erkek" demiyorum. Patriarchy sorundur diyorum. Patriarchy kafasına bir sürü kadın da var çünkü. Patriarchy kafasındaki kadın da erkek de asıl sorun. Işte bu yüzden sadece kadına saldıran ve kadına nefret kusan maskülen hareket yanlıştır.

Askerlik yanlıştır diyen maskülen harekete haklısın derim. Ancak maskülen hareket diyor ki "kadın götünün üstünde otururken biz ölmeye gidiyoruz". Seni ölmeye gönderen patriarchy, kadın değil. Bunu düşündün mü? Seni savaşa kadın mı gönderiyor? Kaldı ki savaşta en cok yara alan kadın ve çocuk.

Kadına ve çocuğa tecavüz ediliyor savaşta, siviller ölüyor, başlarında bombalar patlıyor. Evsiz yersiz yurtsuz ve kimsesiz aç sefil kalan kadının ve çocuğunun başına gelebilecekleri düşünsene. Sınıfımda ne tecavüz hikayeleri var. Tecavüz edilmiş onca kadın çocuğunu kaybetmiş onca anne hikayesi duyuyorum. Gerçek hikayeler bunlar. Suriye'den yola çıkan 10.000 çocuğa ne oldu hala kimse bilmiyor. Sence annesi babası savaşta ölen çocuğa ne oluyor, bir düşün. Sana anlatmaya dilim varmıyor.

Hayat boyu nafaka yanlıştır diyen cümleye haklısın derim ama ne zaman biliyor musun? Kadın ekonomik hayata eşit katılabildiğinde, ekonomik bağımsızlığını kazansın diye eşit fırsatlar sağladığımızda. Kadına nafaka ödüyorsan yine patriarchy yüzünden.

26 Nisan 2018 Perşembe

Patriarchy oyunu

Bir erkek hiyerarşisi kurmuşsun, bunu erkek olduğun için ve fiziksel olarak kadından ve başka erkekten güçlü olduğun için yapabilmişsin. Kendine alpha erkek demişsin.

Erkek hiyerarşisinin içine öteki erkekleri de yerleştirmiş, adlarına beta omega demişsin ve en sona kadını koymuşsun; hatta çoğu zaman "senin saçın uzun aklın kısa" diyip hiyerarşinin dışında tutmuşsun.

Hierarchynin sonunda ve dışında kalanları aşağılamış (ibne, tekerlek, zenci, fakir, varoş, Kezban, köylü vs) onlara şiddet uygulamışsın. Kurduğun oyunun içinde kalmak ve ceza almamak ve yaşama devam etmek için de bu oyuna katılmış kadınlar ve diğer erkekler.

Zaten kafalarını da yıkamışsın o vakte kadar - demişsin ki "en doğrusu bu, normal olan bu, estetik olan bu, böyle olursan sevilirsin, secilirsin, bakımlı ol, seksi ol, evlen çocuk yap, evde otur, karışma, işin bu, erkeğe hizmetmek senin görevin, benim dediklerim doğru".

Kurduğun oyuna patriarchy diyorlar. Karşında duran tek şey ise feminism. Ve bunu biliyorsun. Sana karşı duran kadını ve kurduğun oyunu ve çıkışı gören bu yüzden feminist harekete katılan erkeği yıkman için de yine bir haltlar yemen lazım.

Mesela kadına "bir sikilsen geçer, çirkinsin, kıskançsın, erkekten nefret ediyorsun, istenmeyen kadın da gidip feminist oluyor" diyeceksin; erkeğe de "ibne misin nesin, sen de erkek misin, hanımcı orospu çocuğu, am peşindesin" diyeceksin.

Veya karşı erkek hareketleri başlatacak, yeni akımlar yaratacaksın, adına manosphere diyeceksin, red pill blue pill diye terimler üreteceksin, maskülen hareket grupları oluşturacaksın, "erkek arkadaşın önce gelir orospu değil" diye davranışları kodlayacaksın.

Askerlik yapıyorsan sebebi patriarchy. Omuzlarına erkek olmanın getirdiği sorumluluklar biniyorsa sebebi patriarchy. Hayatının sonuna kadar nafaka ödüyorsan sebebi patriarchy. Kadın üstünde bir ağırlıksa sebebi patriarchy. Başarılı kabul edilmeyişinin bile sebebi patriarchy.

Kanada'da incel manosphere kadına nefret

Kanada'da bir adam pazartesi günü kadınların çoğunlukta olduğu kalabalığa girdi. 10 kişiyi öldürdü. Başta terör sandılar ama sonra işin iç yüzü ortaya çıktı. Adam incel (involuntary celibacy) ve kadınlardan nefret ediyor. Kadınları öldürmek için arabasıyla kalabalığa girmiş.

Incel ne demek onu anlatayım. Açılımı "involuntary celibacy" yani seks yapmak istiyor ama yapamıyor. Kadın onunla sevişmiyor. Incel adamların en büyük ortak özelliği kadına duydukları nefret ve manosphere gruplarında oluşları.

Kadınlarla sevişme hakkı olduğunu düşünen bu adamlar (çünkü erkek olarak bu onun hakkıdır ve kadın evet demelidir) kendisiyle sevişmeyen kadınlara karşı kin ve nefret besliyor. Ve bir erkekler grubu oluşmuş. Grupta ise kadına duyulan nefret körükleniyor.

Sonunda da işte olan bu. Kadınların olduğu bir kalabalığa gir kadın öldür. Manosphere grupları bence kapatılmalı. Burada da var bunlardan, isimleri masculine grup.

Adı maskülen, masculine, bros before hoes, brocode olan hemen hemen her şey manosphere. Kendine alpha diye isim bulan hesaplara da dikkat edin.

Bu adamlar lise, kolej, üniversite yıllarında hapis kalmış, o döneme kilitlenmiş, "herkes seks yapıyor, ben niye yapamıyorum, alphaya bak bütün kadınları götürüyor, kadın alphaya veriyor, bana vermiyor, orospu kadın, senden nefret ediyorum" kafasındalar.

Dikkatli bakarsanız çevremizde çok var bu kafada adam. Belki kendilerine incel veya manosphere demiyorlar ama öyle oldukları çok açık.

23 Nisan 2018 Pazartesi

Organic sevgi ve ilgisizlik

Sevgiyi göstermenin  tek yolu yok. Ancak gösterilmediği zamanlar nettir gibime geliyor. Yani iki dudak arasından güzel cümleler de çıksa şayet onun orada olduğunu gösteren bir davranış biçimi yoksa işte o zaman durmalı.

İnsan bir insana beni seviyor musun diye sormamalı. Bundan emin olacak öyle davranışlar sergilemeli ki bunu sormaya gerek bile duyulmamalı. Şayet soruyor iseniz başınız dertte demektir.

Organic olarak gelişmeli aradaki sevgi. Birisinin sizi önemsemesini, birisinin sizi ciddiye almasını, birisinin sizi sevmesini istemeyemezsiniz, zorlayamazsınız. İstediğiniz kadar taktik yapın dönüp dolaşıp döneceğiniz yer aynı olacaktır.

İlgisizlik ve sevgisizlikten rahatsızlık duyduğunuzu söylemelisiniz, beni yanlış anlamayın. Ama bir kere, hadi bilemedin iki kere, söylenmesi yeterli olmalıdır. Sürekli tekrar eden ilgisizlik sevginin olmayışını gösterir. Çekip gitmelisiniz bu durumda.

Ilgisizlik ve sevgisizlikten yakınıyor iseniz cekip gitmeli mi kalıp savaşmalı mı? Bazı durumlarda - sürekli şikayet ediyor ama hiç bir şeyi değiştiremiyorsanız - çekip gitmek belki de ilişkiye yapılacak en iyi şeydir.