20 Aralık 2010 Pazartesi

Yeniden mi baslasam herseye?

(Aralik, 2009 tarihinde yazildi)

Yeniden mi baslasam herseye... Eski "ben"i silsem aklimdan; hatirlamasam, ozlemesem, karsilastirmasam, o olmaya calismasam. Gercek "ben"i unutsam; hic sesimi cikarmasam bir sefer de, ayaga kalkmasam, kabul etsem, direnmesem. Kendimden vazgecsem, gerceklikten ciksam, herkes gibi olsam, sussam, koca agzimi kapasam, oylesine olsam. Ruzgara kapilsam veya, nereye gotururse desem, planlar yapmasam, zorlamasam, dalgalara karsi kurek cekmesem…

4 Kasım 2010 Perşembe

Bari biliyormus gibi yapmasak

Konu hakkinda daha hic bir sey bilmeden, arastirmadan, sormadan, gormeden, denemeden, eline alip incelemeden, orasina burasina bakip, koklayip, hatta tadip daha ne oldugunu anlamaya calismadan nasil olur da o konu hakkinda bir fikir sahibi olur, hatta bunu cok tehlikeli sayilabilecek aktivitelere dokebilir; bak bunu anlamis degilim. Nasil olur da sloganla gider ve bir kac adamin arkasina dizilir, oraya buraya tas atar, camini damini indirir asagiya, kafa atar sana - bak onu da bilmiyorum.

Aklima ilk gelen animi hemen suracikta anlatmali, hem de bu konuyla cok ilgili. Bilkent'de ders veriyorum, dersimin adi "Critical Thinking" ve "Rhetorical Analysis" nasil yapilir ona bakiyoruz. Yani yazili bir texte baktigimizda gercekle kurguyu ayiribilecek miyiz, text kimin icin yazilmis ve hangi amacla yazilmis onu kurcalayacagiz ve bunun icin dil nasil kullanilmis onu irdeleyecegiz; iste sozun kisasi. Derken elimize harika bir firsat dustu. Sevgili Sabah gazetesi bu isi bizim icin yapmis, hatta milletimizi butun dunyanin gozu onunde koca bir sakaya cevirmeyi basarmisti bile. Bir Ingiliz gazetesinde bizim icin yazilmis harika bir yaziyi Turk dusmani ilan edivermisti. Niyesi ise; yazinin ilk paragrafi. Butun text'e bakmamis bizim gazetecimiz, onun yerine isine gelen yeri, yani ilk paragrafi almis, ve butun Turk milletini Ingiliz milletini ve mallarini protesto etmeye, hatta elcilige de nefret dolu da bir mektup gondermeye cagiriyordu. Biz de gayet punduna gelmis, Sabah gazetesinin bizim icin tercume ettigi o abuk paragrafi okuyor, bizim icin yazidigi protesto mektubunu bir guzel gonderiyorduk da gonderiyorduk Ingiliz elciligine/konsolosluguna sapsalca ayni zamanlarda. Kimbilir kac gun gulmuslerdir bak bunu da merak ediyorum.

Meraklisina: "Turkiye'yi bombalayalim, ustunde jetlerimizi ucuralim, meclisini yok edelim, ic durumlarina durmadan mudahale edelim, biz Ingiliz degil miyiz yapariz, bu bizim hakkimiz" diye baslayan bir yazi. Ilk paragrafi boyle. Ancak sonrasinda Ingiliz dis politikasini, ozellikle Turkiye'ye yonelik dis politikasini - hem de teeee Arabistanli Lawrence'dan baslayip - elestiren inanilmaz guzellikte ve bizim avatajimiza yazilmis bir yazi aslinda.

Bu is nasil olur?  Istesi burada: Okumuyoruz, arastirmiyoruz ki; isimize oylesi gelmiyor. Sloganla gitmesi daha kolay diyoruz. Hem agressive olmak daha bir karakterimize yakisiyor. Oyle adam gibi oturup konusamiyoruz ki zaten biz. Mecliste bile yumruk yumruga giriyoruz.

Bari hic konusmasak, biliyormus gibi yapmasak, kendimizi rezil etmesek. Dinlesek, okusak da ogrensek mesela.