22 Şubat 2017 Çarşamba

Sen de herkes gibisin

İdeal olmak istiyor bunun için uğraşıyor; ama kendini hep doğrularınla tanımlıyor, yanlış yapanları küçümsüyorsun.
Oysa ki sen de herkes gibisin; herkes gibi eksik, herkes gibi ortalama, herkes gibi karanlık. 

Senin de aşkın bitecek, sen de aldatacak, sen de çocuklarını terkedecek, evliliğini bitireceksin. Sen de vücutları kullanacak, vücudunu kullanmalarına izin verecek, hatta vücudunu  satacaksın. Önündeki parayı kimseler görmeden alacak, aç kaldığında bir ekmek içn yalvaracaksın. Bir sokak çocuğunu incitecek, dilenci adamın pis koktuğunu düşünecek ve onu iğrenç bulacaksın. Bir kadına orospu diyecek, ona el kaldıracaksın. Birini yaralayacak, öldürme derecesine gelecek ve öldürebileceğini göreceksin.

Sen de herkes gibisin. Herkes gibi eksik, herkes gibi ortalama, herkes gibi karanlık.

14 Şubat 2017 Salı

Ne yazayım ki hakkımda

Hakkımda ne yazarım diye düşündüm. Aslında sana yazıyor olduğum blog'dan bir link göndermek daha doğru olurdu. Hakkımda gelişi güzel bilgiler diye madde madde sıraladım çünkü zaman içinde kendim hakkında aklıma gelen bilgileri. Ama sonra bunun hazıra konmak, kolaya kaçmak olduğunu düşündüm. Senin zamanını ayırarak yazdığın onca şeye blog'tan alınmış bir metinle cevap vermek oldukça saygısızca olurdu. O yüzden şimdi yazıyorum, otobüste eve dönerken. Hakkettiği o vakti vererek.

Doğayı seviyorum. Hatta herkesten uzakta yaşamak istiyorum, mümkünse bir adada veya deniz kenarında. Belki bir hippie communal olabilir. Ama bana dayatılmış olan herşeyden uzakta olmalıyım. Mesela televizyon olmamalı, para da olmamalı. Dinden uzakta. Adet, görenek, adab ve kurallardan da uzakta olmalıyım; en çok  savaştan ve politikacılardan. Doğama yakın bir yaşam özlediğim. Mümkünse toprakla iç içe. Kendi sebzelerimi meyvelerimi yetiştirmek ve onlardan reçel yapmak ne büyük mutluluk olurdu. Ben doğada çıplak dolaşmak istiyorum. Saçlarımı hiç kesmemek, istenmeyen tüylerimi sürekli almadan yaşamak istiyorum. Üstüme giydiğim şeyleri gözden geçirmeden, ütü yapmadan. Karnım yağlandı mı, kilo verdim mi diye endişe duymadan.

İnsanlardan uzak olmak istiyorum ama yine de onlar için mutlaka bir şey yapmam gerektiğini düşünüyorum. Egoist bir yapım yok. Bencilce yaşamak yanlış geliyor bana. O yüzden sürekli hareketlerimin doğuracağı sonuçları gözden geçirerek yaşıyorum.

En nefret ettiğim şey ırkçılar, bencil insanlar ve beyinsizler. Dinci, dar görüşlü, bağnaz kesim de sinirimi bozuyor. Ama en çok özgürlüklerini kendi elleriyle bir başkasına, erkeğe, erkek sisteme veren kadınlar sinirimi bozuyor. Bir de kendini sadece bir seks objesi olarak gösteren kadınlar. Sanki başka özellikleri yokmuş gibi, sanki sadece bir fuck toy'muş gibi Oldukça feministim. Ama başka feministlerden ayıran bir sürü düşüncem ve kaygım da var.

Ben senin gibi herkesle anlaşamıyorum, konuşmak dahi içimden gelmiyor. Yukarıda saydığım bu insanlarla bir araya gelmem mümkün değil. O yüzden seçiyorum insanları acımasızca ince ince. Etrafımı oldukça steril yaptım. Hastane koridorlarının kokusu var hayatımda. Özel, temiz, akıllı, zeki, tecrübeli, geniş görüşlü, okuyan, araştıran, düşünen, sorgulayan, dürüst, liberal, hümanist, activist insanlar olsun istiyorum hayatımda. Bulmak zor ama bulunca ne büyük mutluluk. Karşıma çıktıklarında, onları bulduğumda üstlerine düşüyorum, sıkıyorum , boğuyorum; biliyorum. Bazen beyinlerini açmak, içlerinde ne var, nasıl birikti bu, nasıl yaptı bunu, nasıl geldi bu sonuca diye incelemek istiyorum.

Liberal düşüncelerim var sanırım. Eşcinsel, transgender haklarını sonuna kadar savunurum ve cinsel rollerin, cinsel seçimlerin üstüne çok kafa patlatmışlığım var. Hem etiket koymayalım diyorum cinsel hayata, davranışa, seçime (ve hiç bir şeye); hem de kategorilere ayırıp incelemek istiyorum her birini. Çok çeşitlilik hem sevindiriyor, çünkü çeşitlilik güzeldir'e inanıyorum; hem de deli ediyor. Akıcı olan her şey deli ediyor aslında beni ve her şey akıcı.

Haksızlığa tahammülüm yok.  Adalet için kendimi harcarım sanrım. Azınlık hakları önemli benim için. Kadın hakları, lgbt hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, mülteci hakları, siyah adamın hakkı....  Hepsine karşı aşırı duyarlıyım.  Çoğunluğun baskısı, gücünü kötüye kullanması ve adaletsizliğine karşı da öyle.  Özne ve nesne arasındaki ilişki ilgimi çekiyor. Ve kontrol, disiplin, güç. Nesne gibi görünen şeyin aslında asıl gücü taşıdığı ama kendini edilgen konuma düşürdüğü, gücünü gönüllü olarak başkasına verdiği, vazgeçtiği konumları, durumlar aşırı ilgimi çekiyor. Buna bdsm dahil, buna demokrasi de dahil, buna kadınlar da dahil. Aslında her şeyde var bu dikkatli bakacak olursak. Din bile dahil.

Sanırım şimdilik bu kadar. Zaman içinde daha iyi tanıyacaksın. Ama büyük ihtimal bir sürü ikilemler, çıkmazlar göreceksin. Ben buna büyüme diyorum, ve kurduğum birbirine ters düşen cümleler aslında kafamın çalıştığını gösteriyor.

Bakalım senin kurduğun cümleler senin hakkında neyi nasıl ele verecek. Seni analiz edeceğim biliyorsun değil mi, hem de durmadan.